Paris'teki hava her zamankinden daha elektrikliydi, adeta her köşe başında bir yıldız parıldıyordu. Ve işte o gece, Ballon d'Or'un büyülü atmosferinde, bizim Yağmur Tanrışevsin vardı. İkinci kez katılıyordu bu prestijli törene ve sanki her şey ilk defa yaşanıyormuş gibi heyecanı gözlerinden okunuyordu.
Kırmızı halıda yürürken – kim bilir kaç milyon insanın izlediği o anlarda – sadece Türkiye'yi değil, adeta genç yeteneğin gücünü temsil ediyordu. Üzerindeki o ışıltılı kıyafet mi desem, yoksa yaydığı özgüven mi daha çarpıcıydı, gerçekten karar vermek zor.
Geceye Damga Vuran Anlar
Futbol dünyasının en büyük isimleriyle aynı salondaydı. Messi'ler, Ronaldo'lar değil belki ama – Tanrışevsin'in orada bulunması bile aslında nasıl bir uluslararası saygınlık kazandığının kanıtı gibiydi. Fotoğraf çektirirkenki o doğal tavırları, sohbet anları... Hepsi kare kare kaydedildi.
Ve şunu itiraf etmeliyim: Bir Türk olarak orada onu görmek, insanın içine işleyen türden bir gurur duygusu yaşatıyor. Sadece magazin haberi değil yani, biraz daha derin bir şey.
Kariyerinde Yeni Bir Süreç
Ballon d'Or gibi global bir organizasyona ikinci kez davet edilmek – kimseye nasip olmaz gerçekten. Bu, Tanrışevsin'in artık sınırları aşan bir profil olduğunun en net göstergesi. Son dönem projeleri, uluslararası işbirlikleri derken, genç oyuncunun kariyer haritası giderek genişliyor.
Paris'teki o gece sadece bir ödül töreni değildi aslında. Aynı zamanda Yağmur Tanrışevsin'in dünya sahnesindeki yerini pekiştiren bir kilometre taşı oldu. Ve bence en heyecan verici kısmı, daha yolun başında olması. Neler olacak neler – bekleyip göreceğiz.
