Tam da kültür sanat mevsiminin başladığı şu günlerde, İstanbul'da nefes kesici bir sergi kapılarını açtı. Emine Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşen açılış, aslında sıradan bir etkinlikten çok daha fazlasıydı - adeta bir vefa borcunun ödenmesi gibiydi.
Ara Güler... İsimleri söylerken bile insanın içinde bir heyecan uyanıyor değil mi? O, sadece fotoğraf çeken biri değildi çünkü. O, zamanın ruhunu kadrajına hapseden bir büyücüydü adeta.
Objektifinden Tarih Fışkıran Adam
Salondaki her kare aslında bir hikaye anlatıyor. Kimi 60'lı yılların İstanbul'unu fısıldıyor kulağınıza, kimi ise ünlü isimlerin hiç görmediğiniz anlarını sunuyor önünüze. Güler'in fotoğrafları öyle sıradan kareler değil - her biri adeta birer belge niteliğinde.
Emine Hanım'ın sergi gezisi sırasındaki heyecanı gerçekten görülmeye değerdi. "Bakın," dedi bir ara, "bu karedeki ışık oyunu Ara Bey'in dehasını anlatmaya yetiyor aslında." Haklıydı da. Güler'in fotoğrafları sadece görüntü değil, aynı zamanda birer şiirdi çünkü.
Mekanın Ruhu ve Zamanın Tanığı
Sergide en çok dikkat çeken şeylerden biri de - bana kalırsa - Güler'in insan hallerini yakalama konusundaki o eşsiz yeteneği. Sokak çocuklarının gözlerindeki masumiyetten, yaşlı balıkçıların yüzündeki çizgilere kadar her şey o kadar doğal ki... Günümüzün yapay, photoshop'lu dünyasında bu samimiyet paha biçilmez değerde.
Şöyle bir düşünün: Güler olmasaydı, belki de Nice'teki balıkçıları ya da Mimar Sinan'ın eserlerini bu kadar içten göremeyecektik. O, sadece fotoğraf çekmedi - tarihe not düştü.
Emine Hanım'ın bu sergiye verdiği destek aslında çok daha derin bir anlam taşıyor. Kültürümüzün bu değerli hazinelerine sahip çıkmanın ne denli önemli olduğunu hatırlatıyor hepimize. Sergiyi gezerken insan ister istemez şu soruyu soruyor: Acaba bugünün Ara Güler'leri nerede?
Serginin en can alıcı yanlarından biri de - bence - Güler'in az bilinen karelerine yer verilmesi. Herkesin gördüğü o meşhur fotoğrafların yanı sıra, daha önce pek sergilenmemiş, arşivlerde kalmış hazineler de var. Bu da sergiyi sıradanlıktan kurtaran en önemli detaylardan.
Kapanışı yaparken şunu söylemeden edemeyeceğim: Ara Güler sadece bir fotoğrafçı değildi. O, bir zaman yolcusuydu ve şimdi onun yolculuğuna bu sergide eşlik etme şansı buluyoruz. Gitmeyi düşünenler için küçük bir tavsiye: Acele etmeyin, her karenin önünde biraz daha fazla zaman geçirin. Çünkü Güler'in fotoğrafları aceleyi sevmez - tıpkı kendisi gibi.