
Fatih'in tarihi dokusunda, tam da beklenmedik bir köşede, sanatın nefes kesici bir yüzüyle karşılaşmak mümkün oldu. 'Gölgesiz İzler' isimli sergi, sanatseverleri adeta büyüleyen bir seçkiyle kapılarını açtı. Mekân, İstanbul’un kalbinde, kültür ve sanatla iç içe geçmiş bir noktada, ziyaretçilerini ağırlıyor.
Sanatçıların, geleneksel kalıpları yıkan ve izleyiciyi düşündüren eserleri sergide yer alıyor. Her biri, izleyicisini farklı bir dünyaya götürüyor âdeta. Kimi eserler sizi alıp götürürken, kimi de olduğunuz yere mıhlıyor. İnsan, "Acaba sanatın sınırları nerede başlar, nerede biter?" diye düşünmeden edemiyor.
Sanatın İzinde Yolculuk
Eserler, izleyicilere derin bir duygusal yolculuk vaat ediyor. Sergiyi gezenler, her bir parçanın kendine has hikâyesini dinlerken, sanatın ne kadar güçlü bir iletişim aracı olduğunu bir kez daha anlıyor. Sanki her tablo, her heykel, kendi dilinde konuşuyor. Ve insan, "Ben buradayım!" diye haykırıyor.
Sanat eleştirmenleri, sergiyi "çağdaş sanatın özgün bir yansıması" olarak nitelendiriyor. Gerçekten de öyle; sergideki eserler, hem geleneksel tekniklere saygı duyuyor hem de modern yaklaşımlarla harmanlanıyor. Bu, sanatın evrenselliğini kanıtlıyor bir nevi.
Ziyaretçi Yorumları: "Büyüleyici!"
Sergiyi gezenler, eserler karşısında adeta büyülendiklerini ifade ediyor. "Her bir parça, kendi içinde bir evren barındırıyor," diyor bir ziyaretçi. Bir diğeri, "Sanatın gücünü bir kez daha hissettim," şeklinde ekliyor. İnsanların yüzlerindeki o hayranlık ifadesi, serginin ne denli etkileyici olduğunu gösteriyor.
Sergi, 30 Haziran'a kadar ziyaret edilebilecek. Fatih’teki bu sanat durağı, İstanbullular ve şehri ziyaret edenler için kaçırılmaması gereken bir fırsat sunuyor. Gidip görmeli, hatta birkaç kez gitmeli insan.
Sanat, bazen insana kendini unutturur ya; işte bu sergi de tam olarak onu yapıyor. İnsanı alıp götürüyor, başka diyarlara… Ve diyor ki: "Sanat, hayatın ta kendisidir."