Hatırlar mısınız o unutulmaz sahneyi? Türkan Şoray'ın gözlerindeki hüznü, Kadir İnanır'ın kararlı bakışlarını ve aralarında geçen o büyük aşkı... Ama bir de Cemşit vardı, değil mi? İşte o Cemşit, yani filmdeki adıyla Türkan Şoray'ın kocası rolündeki aktör, bugün tam 92 yaşında!
Kimdir bu Cemşit diye soracak olursanız - ki haklısınız, çünkü ismi pek anılmıyor - kendisi aslında sinema dünyasının unutulmaz yüzlerinden biri. 'Selvi Boylum Al Yazmalım' filminde Türkan Şoray'la aynı seti paylaşmış, o unutulmaz diyaloglara imza atmıştı.
Zamanın Gizli Yıldızı
Şimdi 92 yaşında olan aktör, hayatının büyük bölümünü sinemanın gölgelerinde geçirdi belki ama izleyicilerin hafızasında hep özel bir yeri oldu. O filmden sonra ne mi yaptı? Aslında pek çok projede yer aldı ama hiçbiri 'Al Yazmalım' kadar ses getirmedi doğrusu.
Günümüzdeki halini görenlerin şaşkınlığını tahmin edebiliyor musunuz? İnsan zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor bile. Bir bakmışsınız genç bir aktör, bir bakmışsınız 92 yaşında bilge bir çınar...
Hayat Senaryosu
Filmlerdeki gibi değilmiş meğer gerçek hayat. Rol gereği Türkan Şoray'la evliymiş gibi görünse de, kendi hayat hikayesi çok farklı yazılmış. Set ışıkları söndükten sonra bambaşka bir hayat kurmuş kendine.
Peki neler yapıyor şimdi? İnanın, sinema dünyasından tamamen kopmuş değil. Arada bir anılarını anlatıyor, genç oyunculara tavsiyeler veriyor. Belki de en büyük zenginliği, Türk sinemasının altın çağını bizzat yaşamış olması.
Zamanın İzleri
92 yıllık ömrün yüzüne bıraktığı izler aslında bir hayat hikayesi gibi. Her kırışıklıkta farklı bir anı, her gülümsemede başka bir sahne saklı. İnsan düşünmeden edemiyor: Acaba o unutulmaz film çekilirken neler hissetti? Türkan Şoray ve Kadir İnanır gibi iki dev isimle çalmanın verdiği duygular nasıldı?
Aslında hepimiz birer Cemşit değil miyiz? Kendi hayatımızın başrol oyuncusuyuz belki, ama bazen başkalarının hikayelerinde figüran oluyoruz. Önemli olan, hangi rolde olursak olalım, o rolü en iyi şekilde oynamak.
Şimdi 92 yaşında olan bu değerli isim, belki de hepimizin unuttuğu bir şeyi hatırlatıyor: Zaman geçiyor, yıldızlar soluyor, ama gerçek sanat asla unutulmuyor.