Filistinli yönetmen ve yapımcı Kamal Aljafari, izleyiciyi arşiv görüntüleriyle Gazze'de bir yolculuğa çıkaran 'With Hasan in Gaza' (Hasan ile Gazze'de) adlı filmiyle büyük ilgi görüyor. Film, güncel olaylardan bağımsız olarak, bölgenin 2000'li yılların başındaki yıkım ve direniş gerçeğini şiirsel bir dille perdeye taşıyor.
Bir Hafıza Yolculuğu: Gazze'nin Silinmiş Sokakları
Aljafari'nin hikayesi 1989'daki Birinci İntifada sırasında başlıyor. Sanatçı, İsrail tarafından hapse atıldığı dönemde Abdel Rahim adlı bir adamla tanışıyor. 12 yıl sonra, elinde sadece bir isim, bir fotoğraf, yerel bir rehber (Hasan) ve bir el kamerasıyla bu kişiyi bulmak için Gazze'ye gidiyor.
Rehberi Hasan'la birlikte Gazze'yi kuzeyden güneye gezen yönetmen, gündelik yaşamla iç içe geçmiş savaşın gölgesini, yıkım ve direnç manzaralarını kayda alıyor. 20 yılı aşkın süre bir kenarda bekleyen bu yolculuğun üç MiniDV kaseti, yıkıma uğramış bir coğrafya ve halkı için hem güzel hem de yürek burkan bir ağıta dönüşüyor.
Aljafari, bu çalışmasıyla, Gazze'nin silinmiş sokaklarında zamanın ve mekanın yok oluşuna karşı sinemayı bir hafıza aracı olarak konumlandırıyor. Sanatın, hafıza ile anlatı arasında nasıl bir köprü kurabileceğini gözler önüne seriyor.
Mesafe ve Zamanın Önemi
Doha Film Festivali'nde 'En İyi Sanatsal Başarı' ödülü alan filmi hakkında Anadolu Ajansı'na konuşan Kamal Aljafari, Filistin ve film yapımına dair tutumunun farklı olduğunu vurguladı.
Aljafari, "Son iki yılda Filistin ve Gazze'de yaşananlarla ilgili çekilen filmlerin çoğu, öncelikle kurgu filmleriydi. Ben uzun yıllardır arşiv görüntüleri ile çalışıyorum" dedi. Sanatçı, sinema ve sanat üretiminin, fikirleri keşfetmek ve bir durumu ifade etmek için belirli bir mesafe ve zamana ihtiyaç duyduğuna inandığını söyledi.
"Bu yüzden benim için, 2001'de çekilen 'With Hasan in Gaza', bir bakıma Gazze'de olanlar ve bu materyalde gördüklerimiz, doğrudan bir şey söylemeden bunu ifade ediyor" ifadelerini kullandı. Aljafari'nin yaklaşımı, anlık tepkilerden ziyade, derinlemesine bir düşünme ve yansıtma sürecinin sanatsal değerine işaret ediyor.
Filistinli yönetmenin bu etkileyici çalışması, izleyiciye sadece bir bölgenin geçmişine değil, aynı zamanda sanatın zamanı ve acıyı nasıl dönüştürebileceğine dair güçlü bir bakış sunuyor. 'With Hasan in Gaza', belgesel sinemanın bir tanıklık ve hafıza aktarım aracı olarak taşıdığı kritik önemi bir kez daha hatırlatıyor.