Sinema dünyasının dev ismi Francis Ford Coppola, hiç beklenmedik bir kararla gündemde. Godfather üçlemesiyle hafızalara kazınan usta yönetmen, adeta bir hazine değerindeki saatini satışa çıkardı. Evet, yanlış duymadınız - Coppola'nın maddi sıkıntılar nedeniyle başvurduğu bu yöntem, sevenlerini şaşkına çevirdi.
O saatin değeri mi? Tam 1 milyon dolar! Peki nasıl oldu da 85 yaşındaki efsane böyle bir karar almak zorunda kaldı? Gelin bu hüzünlü hikayenin ayrıntılarına birlikte bakalım.
Koleksiyonunun Gözbebeğini Elden Çıkarıyor
Coppola'nın satışa sunduğu parça, özel bir İsviçre markası olan F.P. Journe'ye ait 'Octa Calendrier' modeli. Saat meraklılarının iyi bildiği bu nadide parça, yönetmenin kişisel koleksiyonunun en değerli parçalarından biri olarak biliniyordu. Şimdiyse, maddi zorunluluklar nedeniyle elden çıkarmak zorunda kalıyor.
Aslında durum hiç de iç açıcı değil. Ünlü yönetmen, uzun süredir devam eden borç yükü altında eziliyor. Öyle ki, bu satış kararı bir lüks değil, bir zorunluluk olarak ortaya çıkmış.
Megalopolis Filmi Büyük Baskı Yaratmış
İşin ilginç yanı, Coppola'nın bu finansal sıkıntılarının ardında yatan neden. Son projesi 'Megalopolis' için tam 120 milyon dolar harcayan yönetmen, filmin bütçesinin büyük bölümünü kendi cebinden karşılamış. Bu dev yatırım, onu oldukça zor bir duruma sokmuş görünüyor.
Düşünsenize - Hollywood'un en saygın isimlerinden biri, hayatının projesi uğruna en değerli varlıklarından birini feda ediyor. Bu, sanat uğruna yapılan fedakarlığın belki de en çarpıcı örneklerinden biri.
Saat Sadece Bir Başlangıç Olabilir
Uzmanlara göre bu satış, buzdağının sadece görünen kısmı olabilir. Çünkü Coppola'nın borçları o kadar büyük ki, tek bir saatin satışı bu yükü hafifletmek için yeterli olmayabilir. Peki ya diğer değerli parçalar? Koleksiyonundaki diğer saatler de teker teker elden çıkabilir mi?
Şu an için net bir şey söylemek zor ama bir gerçek var: Sinema dünyasının bu büyük ismi, belki de kariyerinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Ve ironik olan şu ki, bu durum onun en üretken olması gereken dönemine denk geliyor.
Sonuç olarak, Coppola'nın hikayesi bize bir kez daha gösteriyor ki - sanat ve maddiyat arasındaki denge her zaman kolay kurulamıyor. Bazen en büyük hayaller, en değerli hazinelerimizden vazgeçmeyi gerektirebiliyor. Usta yönetmenin bu zorlu süreci nasıl atlatacağını ise hep birlikte göreceğiz.
