
Dün geceki galasıyla izleyici karşısına çıkan yeni prodüksiyon, beklenenin aksine alkış yerine fırtınalı tartışmalara neden oldu. Salonu dolduran seyircilerin bir kısmı, filmin son sahnesi bitmeden ayağa kalkıp dışarı çıkarken, sosyal medyada da eleştiri oklarının hedefi haline geldi.
Kimilerine göre cesur bir sanatsal çıkış, kimilerine göreyse tam bir hayal kırıklığı. Peki, herkesi bu kadar ikiye bölen neydi? Cevap, filmin oldukça hassas olan ana temasını ele alış biçiminde yatıyor.
Sanat mı, Sömürü mü? Sınırlar Yeniden Tartışmaya Açıldı
Sinema dünyası, zor konuları işlerken her zaman ince bir çizgide yürümek zorunda. Bu film ise, o çizgiyi neredeyse tamamen silmişe benziyor. Eleştirmenler, yönetmenin amacının toplumsal bir farkındalık yaratmak mı yoksa sırf sansasyon yaratmak mı olduğunu sorguluyor. İzleyicilerden birinin dediği gibi: "Amacın nefreti göstermekse, onu yeniden üretiyorsun demektir."
Görünen o ki, yapımcıların 'şok etkisi' yaratma planları fazlasıyla tutmuş. Ama bu şok, beklendik eleştirilerden çok daha derin bir öfkeye dönüştü. Seyirci, belirli sahnelerin gereksiz uzunluğundan ve detaycılığından rahatsız.
Sosyal Medyada Yangın: #BuFilmDeğilİstismar
Gala biter bitmez Twitter'da bir hashtag patlaması yaşandı: #BuFilmDeğilİstismar. Kullanıcılar, filmin duygusal sömürü yaptığını ve travmatik olayları bir 'eğlence' unsuru gibi pazarladığını iddia eden binlerce tweet attı.
Bir kullanıcının yorumu ise durumu özetler nitelikte: "Bir çocuğun acısını close-up ile izlemek, sanat değil voyerizmdir." Bu sert tepkinin altında, sanatın sorumluluğuna dair derin bir endişe yatıyor.
Diğer yandan, filmi savunan bir azınlık da yok değil. Onlara göre, bu rahatsızlık hissi tam da filmin amacı. Toplumun görmezden geldiği yaralara parmak basmak için izleyiciyi rahatsız etmesi gerektiğini düşünüyorlar. Fakat, bu savunma genel öfkenin yanında oldukça cılız kaldı.
Sonuç olarak, bu film uzun süre konuşulmaya devam edecek gibi görünüyor. Stüdyonun bu tepkilere karşı nasıl bir tavır alacağı ise merak konusu. Özür mü dileyecekler, yoksa 'tartışma yaratmayı hedefliyorduk' açıklamasıyla mı yetinecekler? Sanat ve etik arasındaki kadim dengenin sınırları bir kez daha zorlanıyor.