Yeşilçam'ın unutulmaz karakter oyuncusu İhsan Yüce, Salako filmindeki Reşit Ağa ve Kibar Feyzo'daki Hacı Hüso rolleriyle milyonların hafızasına kazındı. Ancak onun ekran başarısı, hayat hikayesinin ve çok yönlü yeteneklerinin yalnızca küçük bir parçasını oluşturuyordu. Usta sanatçının kökenleri ve asıl mesleği, sevenlerini oldukça şaşırtacak nitelikte.
Bir Dağıstan Göçmeninden Yeşilçam Efsanesine Uzanan Yol
İhsan Yüce, 1929 yılında Elazığ'da dünyaya geldi. Kafkasya'dan göç etmiş Dağıstanlı bir ailenin üçüncü çocuğu olarak büyüdü. Sanatla iç içe geçen bir yaşam, onun için erken yaşlarda başladı. Ancak gençlik yıllarında geçimini sağlamak için seçtiği meslek, onun ne denli farklı bir zekaya sahip olduğunu gösteriyordu.
İhsan Yüce, sinema kariyerine başlamadan önce muhasebecilik yapıyordu. Rakamlarla ve detaylarla uğraşan bu analitik meslek, onun disiplinli ve düzenli çalışma alışkanlığı kazanmasını sağladı. Bu özellikler, daha sonra tiyatro ve sinema sahnelerindeki kusursuz performanslarının da temelini oluşturacaktı.
Tiyatrodan Sinemaya: Bir Sanatçının Doğuşu
Sanat aşkı, onu muhasebe masasından sahnelere çekti. 1952 yılında İzmir Halk ve Çocuk Tiyatrosu'nda sahneye ilk adımını attı. Buradaki deneyimi, onun için bir dönüm noktası oldu. Kısa bir süreliğine kendi tiyatrosunu, Bizim Tiyatro'yu kurma girişiminde bulundu.
Ardından sırasıyla 1965-1966 yıllarında Lale Oraloğlu Tiyatrosu'nda ve 1968'de Ankara Drama Tiyatrosu'nda önemli oyunlarda rol aldı. Sahnelediği "Suç ve Ceza" ve "Sahne Işıkları" gibi oyunlar, onun tiyatro dünyasındaki derinliğini ve üstün yeteneğini tüm çıplaklığıyla ortaya koydu.
Yeşilçam'a Damga Vuran İkonik Roller
İhsan Yüce, tiyatrodaki başarısını sinemaya taşıdığında, Türk seyircisi onu çok sevdi. Özellikle Kemal Sunal ile birlikte birçok filmde yer alarak, komedi sinemasının vazgeçilmez isimlerinden biri haline geldi. Salako filmindeki Reşit Ağa karakteri, hem otoriter hem de komik yönüyle, Kibar Feyzo'daki Hacı Hüso ise saf ve iyi niyetli köylü tiplemesiyle adeta onunla özdeşleşti.
1991 yılında aramızdan ayrılana kadar Türk sinemasına sayısız eser bıraktı. İhsan Yüce, yalnızca oynadığı karakterlerle değil, arka plandaki disiplini, farklı mesleki geçmişinden gelen bakış açısı ve sanata olan tutkusuyla da gerçek bir dâhiydi. Onun hikayesi, yeteneğin sınır tanımadığının ve sanatçı kimliğinin çok boyutlu olabileceğinin en güzel kanıtlarından biridir.
