Televizyon tarihinin en ikonik dizilerinden The Sopranos'un sevilen yüzü Jerry Adler, 96 yaşında aramızdan ayrıldı. Haber, sanat dünyasında derin bir üzüntüyle karşılandı.
Adler—herkesin sevgilisi Hesh Rabkin karakteriyle hafızalara kazınmıştı—sadece bir oyuncu değil, adeta bir enstitüydü. Setlere getirdiği o samimi, sıcak enerji ve derinlikli oyunculuğuyla, ekranın ötesine geçen bir bağ kurmayı her daim başardı.
Kariyeri aslında tiyatro sahnelerinde filizlendi. Broadway'in tozlu perdeleri arasında yıllarını harcadı, sayısız oyunda hem yönetmen hem de oyuncu olarak iz bıraktı. Sonra televizyon geldi. Ve The Sopranos... O dizideki varlığı, sadece bir karakterden çok daha fazlasıydı; adeta dizinin ahlaki pusulası, sakin limanı gibiydi.
Bir Dönemin Sonu
96 yıl. Neredeyse bir asır. Adler, bu süreye inanılmaz bir sanat birikimi sığdırdı. Sadece Sopranos değil, Mad Men gibi başka kült dizilerde de küçük ama etkileyici rollerle karşımıza çıktı. Her seferinde aynı profesyonellik, aynı tutku.
Peki onu bu kadar özel kılan neydi? Belki de oyunculuğundaki samimiyetti. Hiç zorlama değildi, hiç yapay değildi. Sahneye çıktığında, izleyiciye 'bakın, ben oyunculuk yapıyorum' demezdi. Sadece 'olurdu'. İşte bu yüzden, Hesh karakteri dizinin mafya babaları ve karmaşık ilişkileri arasında bir nefes alma molası gibiydi.
Sopranos hayranları onu, Tony Soprano ile olan o garip, bazen gergin bazen sıcak ilişkisiyle hatırlayacak. Ama asıl hatırlanacak olan, Adler'in ekrana yansıttığı o tartışılmaz insanlık ve derinlik.
Arkada, devasa bir kataloğun yanı sıra, ondan bir şeyler öğrenmiş, onunla çalışmış mutlu bir nesil bıraktı. Sanatıyla, duruşuyla, bir döneme damgasını vurdu. Işıklar içinde uyusun.
