Türk Sinemasının Unutulmaz Fettanı: Lale Belkıs'ın 86 Yıllık Yaşam Serüveni ve Bugünkü Etkileyici Görünümü
Lale Belkıs: 86 Yıldır Zamana Meydan Okuyan Güzellik

Gözlerini dünyaya açtığı 1937'den bu yana, adeta bir çınar gibi dimdik ayakta duran bir isim Lale Belkıs. Türkiye'nin -inanın bana- ilk mankeni olarak tarihe geçti, sonrasında da sinemamızın unutulmaz fettan sarışınına dönüştü.

Şimdi 86 yaşında ve hâlâ o eski ateşli bakışlarından hiçbir şey kaybetmemiş durumda. İnsan onunla konuşurken, sanki Yeşilçam'ın altın çağını yeniden yaşıyor gibi hissediyor.

Zamana Meydan Okuyan Bir Güzellik

Son görüntüleri gerçekten insanı hayrete düşürüyor. Nasıl oluyor da bu kadar yıl sonra bile aynı enerjiyi, aynı ışıltıyı koruyabiliyor? Belki de içindeki sanat aşkı, ona bu gençlik iksirini sunuyordur.

O eski siyah-beyaz perdenin büyülü dünyasında, tam 43 filmde rol aldı. Her biri ayrı bir hikaye, her biri ayrı bir anı... Sinema tarihimizin canlı tanığı adeta.

Mankenlikten Starlığa Uzanan Yolculuk

Aslında düşününce, o dönem için oldukça cesur bir hamleydi manken olmak. 1950'lerin Türkiye'sinde, toplumun katı kuralları arasında, kendi yolunu çizmek kolay değildi. Ama o yaptı işte!

Modellik yaparken keşfedilmesi, hayatının dönüm noktası oldu. Bir anda kendini sinema setlerinde buldu. Ve o andan itibaren de Türk sinemasının vazgeçilmez yüzlerinden biri haline geldi.

Günümüzdeki Yaşamı ve Güzellik Sırları

Peki şimdi nasıl bir hayatı var? Diyeceksiniz ki, emekli olmuş, kenara çekilmiş. Hiç de değil! Hâlâ sosyal, hâlâ aktif, hâlâ hayatın tam içinde.

Güzellik sırrı sorulduğunda, 'Hayatı sevmek ve her günü dolu dolu yaşamak' diyor. Belki de gerçekten bu kadar basittir her şey. Stresten uzak durmak, pozitif düşünmek ve -klişe gelecek ama- bol bol gülmek.

Son fotoğraflarına baktığımda, gözlerindeki o muzip ışıltının hâlâ yerli yerinde olduğunu görüyorum. Sanki bize 'Bakın, hayat ne güzel!' diye fısıldıyor gibi.

Lale Belkıs'ın hikayesi, sadece bir oyuncunun yaşam öyküsü değil aslında. Aynı zamanda Türkiye'nin kültürel dönüşümünün de bir aynası. O, değişen modadan, dönüşen sinema anlayışına kadar her şeyi bizzat yaşamış bir neslin temsilcisi.

86 yıllık ömrüne sığdırdığı anılar, tecrübeler ve başarılarla, gerçekten takdir edilesi bir hayat sürüyor. Umarım daha nice sağlıklı ve mutlu yıllar görür.