Rekabet Kurumu, Türkiye sinema sektörünün kanayan yarasına beklenen müdahaleyi nihayet yaptı. Uzun süredir devam eden incelemesini tamamlayan kurul, sinema salonları ile film dağıtımcıları arasındaki o çetrefilli ilişkiye dair çok konuşulacak bir kararı açıkladı. Bu, sektörde adeta bir deprem etkisi yaratacak türden.
Peki neydi bu kadar büyük bir sorun? Şöyle anlatalım: Bazı büyük film dağıtım şirketleri, sinema salonlarına 'şartlı' film veriyordu. Yani "Bu blockbuster filmi istiyorsanız, şu daha az bilinen filmi de repertuarınıza alacaksınız" dayatması yapılıyordu. Sinemacılar, seyircinin ilgisini çekmeyecek filmleri göstermek zorunda kalıyor, bu da hem işletmeleri hem de seyirci çeşitliliğini olumsuz etkiliyordu. Hiç adil değil, değil mi?
Tekelci Anlayışa Büyük Darbe
Rekabet Kurumu'nun artık buna bir dur deme vakti geldiğine karar verdiği aşikar. Yapılan derinlemesine araştırma, bu 'paketleme' uygulamasının rekabeti baltaladığını ve nihayetinde tüketiciye, yani sinemasevere zarar verdiğini ortaya koydu. Kurul, bu uygulamanın 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 6. maddesine aykırı olduğu sonucuna vardı. Kısacası, kanuna aykırı buldu.
Kararın belki de en can alıcı noktası şu: Sinema salonları, dağıtımcı şirketlerden artık istedikleri filmi, istedikleri koşullarda alma özgürlüğüne kavuşuyor. Bir filmi almak için başka bir filmin 'çantada keklik' olarak görülmesi dönemi sona eriyor. Bu, özellikle küçük ve bağımsız sinema salonları için bir nefes alma fırsatı demek.
Seyirciye ve Sinema Sahiplerine Müjde
Peki bu karar sıradan bir sinemaseveri nasıl etkileyecek? Aslında çok basit: Daha fazla seçenek, daha adil fiyatlar ve belki de daha kaliteli bir sinema deneyimi. Salonlar artık seyircinin gerçekten ne izlemek istediğine daha iyi odaklanabilecek. Zorla dayatılan filmler yerine, izleyicinin talebine göre şekillenen bir program yapma şansına kavuşacaklar.
Sinema işletmecilerinin yüzü güldü. Çünkü bu karar, onlara iş stratejilerini yeniden gözden geçirme ve seyirci odaklı bir modele geçme fırsatı sunuyor. Rekabet artacak, bu da kalitenin artmasına vesile olacak. Sonuçta, rekabet her zaman tüketiciye fayda sağlar.
Rekabet Kurumu'nun bu adımı, sadece bir yaptırım değil, aynı zamanda sektöre yön verici bir işaret. Türk sinemasının daha sağlıklı, daha rekabetçi ve daha adil bir zeminde büyümesi için atılmış oldukça kritik bir adım. Umarım etkisini kısa sürede hep birlikte görürüz.
