
Göz alıcı ışıklar, kırmızı halılar, ödül geceleri... Dışarıdan bakınca her şey mükemmel görünüyor değil mi? Ama işin arka yüzü hiç de öyle değil. Türkiye'de oyunculuk sektörü, adeta bir buzdağı gibi: Görünen kısmı parlak, ama altında kalanlar donmak üzere!
Şu acı gerçeği kabullenmek lazım: Sektördeki paranın büyük kısmı, bir avuç 'star'ın cebine gidiyor. Geriye kalanlar ise -ki bunlar sektörün %90'ını oluşturuyor- ay sonunu getirmek için mücadele ediyor. İşin tuhaf tarafı, bu durum herkesin malumu ama kimse sesini çıkarmıyor.
Rakamlar Konuşuyor: Uçurum Büyüyor
Bir dizi setinde başrol oyuncusu günde 50.000 TL kazanırken, figüranlar 150 TL'ye çalışıyor. Bu ne perhiz, ne lahana turşusu! Aradaki fark o kadar büyük ki, insanın aklı almıyor. Üstelik bu figüranlar bazen 12 saatten fazla sette kalıyor.
- Başrol oyuncuları: Proje başına 500.000 TL - 2.000.000 TL
- Yardımcı oyuncular: 15.000 TL - 50.000 TL
- Figüranlar: Günlük 150 TL - 300 TL
Peki bu adaletsizlik neden? Aslında cevap basit: Reyting. Kanallar ve yapımcılar, izlenme garantisi için belli isimlere yüklü paralar ödemeye razı. Ama bu kısır döngü, sektörü çürütüyor adeta.
Yeni Yeteneklere Fırsat Yok!
Durum o kadar vahim ki, konservatuardan yeni mezun gençlerin sektörde tutunma şansı neredeyse yok. 'Bir tanıdık bulmazsanız, kapılar yüzünüze kapanıyor' diyor 25 yaşındaki Efe, iki yıldır figüranlık yapıyor. 'Kirasını zor ödeyen o kadar çok meslektaşım var ki...'
Oysa ki bu gençlerin çoğu, yıllarca eğitim almış, yetenekli insanlar. Ama ne yazık ki sistem, onları görmezden geliyor. 'Star sistemi' dediğimiz bu yapı, yeni yeteneklerin önünü kesiyor.
Peki çözüm ne? Sektör temsilcileri, bir asgari ücret standardı getirilmesi gerektiğini söylüyor. Ama bu konuda somut adım atan yok. Belki de izleyicilerin tepkisi, bu durumu değiştirebilir. Ne dersiniz, sizce adil bir sistem mümkün mü?