
Ah, o eski Türk filmlerinin büyüsü… Hiçbir şey onların yerini tutamaz. İşte tam da bu nostaljik havayı solumak isteyenler için harika bir haberimiz var! 2006 yapımı Yıldızlar Da Kayar, hâlâ izleyicilerin kalbinde özel bir yere sahip. Peki bu filmi bu kadar unutulmaz kılan ne?
Filmin hikayesi, hayatın acımasız rüzgarlarına kapılmış iki gencin etrafında dönüyor. Aslında, hepimizin zaman zaman yaşadığı o 'hiçlik' duygusunu o kadar güzel yansıtıyor ki… Kendinizi bir anda karakterlerin yerine koyuveriyorsunuz. Kim kaybolmamıştır ki hayatın karmaşasında?
Başrolde Kimler Var?
Filmin yıldızları arasında hiç şüphesiz Vildan Atasever ve Serhat Tutumluer var. Performansları o kadar doğal ve içtendi ki, sanki kamera onları günlük hayatlarında yakalamış gibi hissettirdiler. Atasever'in oyunculuğundaki o kırılgan güç, insanı derinden etkiliyor. Tutumluer ise karakterine öyle bir samimiyet katmış ki… Kelimeler yetmez.
Ve tabii ki Hümeyra! Onun varlığı filme ayrı bir derinlik, adeta bir 'ruh' katmış. Unutulmaz sahnelere imza attı.
Görsel Bir Şölen: Çekim Mekanları
Film, İstanbul'un o bildiğimiz kalabalığından uzakta, şehrin daha sakin ve poetik yüzünü yansıtan mekanlarda çekilmiş. Özellikle Adalar… Özellikle Büyükada ve Heybeliada'nın o huzur dolu sokakları, yemyeşil doğası, filmin melankolik ruhuna mükemmel bir zemin hazırlamış. İzlerken içinizi o eski İstanbul özlemi kaplıyor, garanti ederim.
Bazı sahneler ise şehrin tarihi semtlerinde, belki de bir zamanlar sizin de dolaştığınız o daracık, taş sokaklarda hayat bulmuş. Yönetmen, mekan seçimleriyle hikayeye adeta görsel bir şiir yazmış.
Neden Hâlâ Konuşuluyor?
Aslında cevap basit: Samimiyet. Bu film, izleyiciye 'rol' yapıldığını hissettirmiyor. Aksine, gerçek hayatın ta kendisini, tüm çıplaklığı ve güzelliğiyle perdeye yansıtıyor. Belki de bu yüzden, on yıllar geçse de izleyen her yeni kuşakta aynı etkiyi yaratmaya devam ediyor.
Sonuç olarak, Yıldızlar Da Kayar, sıradan bir dramdan çok daha fazlası. İnsanı alıp götüren, düşündüren ve en önemlisi, hissettiren bir başyapıt. Eğer hâlâ izlemediyseniz, kendinize büyük bir haksızlık ediyorsunuz demektir.