Dünyaca Ünlü Bolşoy'un Büyüleyici 'Romeo ve Juliet'i Nihayet İstanbul'da!
Bolşoy'un Romeo ve Juliet'i İstanbul'da Sahnelendi

İstanbul'un kültür hayatına dair unutulmaz anlardan biri daha yaşandı. Rusya'nın gözbebeği, dünyanın en köklü sanat kurumlarından Bolşoy Tiyatrosu, o muazzam prodüksiyonuyla bu kez Boğaz'ın incisine konuk oldu. Evet, yanlış duymadınız - Shakespeare'in yüzyıllardır dinmeyen aşk ve trajedi hikayesi, Bolşoy'un o eşsiz yorumuyla İstanbul'da sahnelendi.

Ziller çaldı, ışıklar karardı ve seyirci adeta nefesini tuttu. Sahneye çıkan her dansçı, Prokofiev'in o unutulmaz melodileri eşliğinde, hikayeyi yeniden hayat verircesine dans etti. Öyle bir enerjiydi ki bu, salondaki herkesi sarmalayıp götürdü o eski Verona sokaklarına. Juliet'in balkon sahnesi mi? Sanırım hepimiz bir an için oradaydık.

Bir İlk ve Mükemmelliğin Ta Kendisi

Bu gösteri, Bolşoy'un bu prodüksiyonunu İstanbul'da ilk kez sergilemesi açısından da büyük önem taşıyor. Daha önce belki videolardan izlemişsinizdir, ama canlı izlemenin verdiği o tarifsiz duygu bir başka. Dekorların ihtişamı, kostümlerin detayları - her şey kusursuzdu diyebilirim. Özellikle Capuletlerin balosu sahnesindeki renk cümbüşü göz kamaştırıcıydı.

Peki ya oyuncular? Ana karakterleri canlandıran dansçıların performansı kelimenin tam anlamıyla muhteşemdi. Romeo'yu oynayan sanatçının çevikliği ve Juliet'i canlandıran balerinin naif duruşu, seyirciyi adeta büyüledi. İkili danslarındaki uyum ise gerçekten görülmeye değerdi. İtiraf etmeliyim, final sahnesinde gözlerimin dolmaması için kendimi zor tuttum.

Sanatseverlerden Yoğun İlgi

Gala gecesi için salon tıklım tıklımdı. İstanbullu sanatseverlerin bu özel etkinliğe gösterdiği ilgi gerçekten takdire şayandı. Gösteri sonrasında ayakta alkışların dakikalarca sürmesi, her şeyi anlatıyor aslında. Yanımda oturan hanımefendinin "Yıllardır böyle bir performans izlememiştim" demesi de sanırım her şeyi özetliyordu.

Bu tür uluslararası prodüksiyonların İstanbul'da daha sık sahnelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Kültür-sanat hayatımıza gerçekten renk katıyorlar. Bolşoy gibi bir markanın şehrimize gelmesi, aynı zamanda İstanbul'un bir kültür başkenti olarak önemini bir kez daha gösterdi bence.

Eğer kaçırdıysanız gerçekten çok üzüleceksiniz - ama umarım önümüzdeki sezon yine bir fırsatı olur. Çünkü böyle bir sanat olayını izlemek, insana adeta yeniden doğmuş hissi veriyor. Shakespeare'in dediği gibi: "Aşk, aklın avcısıdır." Bu gece de Bolşoy, hepimizin aklını avlamayı başardı.