İstanbul'un kültür sanat hayatı, yine nefesleri kesen bir etkinlikle sarsılıyor. 27. İstanbul Tiyatro Festivali, kapılarını açtı ve bu yılki programıyla tiyatroseverleri adeta büyülü bir dünyaya davet ediyor. Festivalin bel kemiğini ise edebiyatın unutulmaz eserlerinden uyarlanan olağanüstü prodüksiyonlar oluşturuyor.
Ah, şu edebiyatın tiyatroyla dansı! Kelimelerin büyüsünün sahne ışıklarıyla buluşmasından daha etkileyici ne olabilir ki? Festival kapsamında izleyiciyle buluşacak eserler arasında öyle isimler var ki, tiyatro tutkunlarını heyecandan yerinde duramaz hale getirecek cinsten.
Edebiyatın Dev İsimleri Sahneye Farklı Yorumlarla Geliyor
Virginia Woolf'un 'Kendine Ait Bir Oda'sı, festivalin en çok konuşulacak uyarlamalarından biri olmaya aday. Zeynep Selen'in rejisi ve Tilbe Saran'ın muhteşem performansıyla hayat bulan bu prodüksiyon, izleyiciyi Woolf'un dünyasında unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor.
Bir diğer dikkat çeken eser ise -inanması güç ama- Dostoyevski'nin 'Budala'sı. Craft Tiyatro'nun sahnelediği bu uyarlama, romanın karmaşık ruh halini sahneye taşımak için oldukça cesur bir yaklaşım sergiliyor. Kim bilir, belki de tam da bu yüzden bu kadar etkileyici olacak.
Yerli Edebiyatın Sahnedeki Yansımaları
Festivalde yabancı eserler kadar yerli edebiyatımızın hazineleri de sahne buluyor. Oğuz Atay'ın 'Korkuyu Beklerken' adlı öykü kitabından uyarlanan oyun, modern Türk edebiyatının bu önemli ismini yeniden hatırlatıyor. Atay'ın o kendine has ironik dilinin sahneye nasıl yansıdığını görmek ise gerçekten merak uyandırıcı.
Sabahattin Ali'nin 'Kürk Mantolu Madonna'sı ise bambaşka bir yorumla seyirci karşısına çıkıyor. Bu kadar çok sevilen bir eseri sahnelemek kolay iş değil elbette, ama yönetmenin getirdiği yeni soluk gerçekten takdire şayan.
Festivalde Dikkat Çeken Diğer Oyunlar
- William Shakespeare'in 'Fırtına'sının çağdaş bir yorumu
- Orhan Pamuk'un 'Benim Adım Kırmızı'sından esinlenen deneysel bir çalışma
- Füruğ Ferruhzad'ın şiirlerinden oluşan müzikli bir tiyatro denemesi
Festivalin program direktörü -sanırım bu konuda haklıyım- oldukça iddialı konuşuyor: "Amacımız, edebiyatın derinliklerinden çıkarıp sahnenin canlı enerjisiyle buluşturmak. Her uyarlama, orijinal eserle yeni bir diyalog kuruyor adeta."
İstanbul'un farklı mekanlarında sahnelenecek bu oyunlar için biletlerin hızla tükendiğini de ekleyelim. Tiyatro severlerin bu fırsatı kaçırmak istemeyeceği kesin. Sonuçta, kaç kez bir edebiyat şaheserinin sahne üzerinde yeniden hayat bulduğuna tanıklık edebilirsiniz ki?