Havaların serinlemeye başladığı, yaprakların sarardığı şu günlerde, balık tezgahları adeta bir renk cümbüşüne dönüşüyor. Ekim ayı -inanın bana- balık konusunda altın vakit! Peki neden mi?
Denizlerin Kralı: Palamut
Ekim denilince akla ilk gelen, hiç şüphesiz palamut oluyor. Tam yağlanma döneminde olan bu balık, ızgarada mükemmel sonuç veriyor. Ama dikkat! Palamut alırken gözlerinin parlak, solungaçlarının kırmızı olmasına özen gösterin. Bence en güzeli Karadeniz'den gelenler...
Lüfer: İstanbul Boğazı'nın İncisi
Lüfer mevsimi başlıyor! Çıtalık boylarıyla tezgahları süsleyen bu nadide balık, gerçekten özel bir lezzet. Izgara yaparken fazla oynamayın, kendi yağında pişsin. Yanına da bol limon - kim demiş lüfersiz olmaz diye?
Hamsi: Karadeniz'in Vazgeçilmezi
Ekim, hamsinin ilk heyecanı! Henüz tam yağlı değil belki ama taze taze tavası bir başka güzel. Unlayıp kızgın yağda çıtır çıtır yapmak en iyisi. Yanında mısır ekmeği olmazsa olmaz tabii.
İstavrit de bu ayda oldukça lezzetli. Küçük boyları tavada, büyükleri ızgarada harika oluyor. Bir de barbun var ki... O kendini belli eder zaten rengiyle!
Balık Alırken Bunlara Dikkat!
- Gözleri bulanık değil, bombeli ve parlak olmalı
- Solungaçlar koyu kırmızı, canlı görünmeli
- Pulları vücuduna yapışık durmalı, dökülmemiş olmalı
- Elinize aldığınızda dik durmalı, yumuşak olmamalı
Balıkçınızla iyi geçinin derim ben. Size en tazesini ayırır, hatta pişirme tüyoları bile verir. Nereden mi biliyorum? Yılların tecrübesi işte!
Pişirme Önerileri
- Palamut: Izgara veya fırında defne yaprağı ile
- Lüfer: Sadece ızgarada, az baharatlı
- Hamsi: Una bulayıp kızgın yağda
- İstavrit: Tavada veya buğulama
Son bir not: Ekim ayı balıkları hem lezzetli hem de -inanın- bütçe dostu. Ailenizle güzel bir akşam yemeği için harika fırsat. Afiyet olsun!