Güneş, İstanbul'un üzerine doğmaya başlarken, denizin üzerinde alışılmış bir telaş vardı. Balıkçı tekneleri, martı sesleri eşliğinde dalgaları yararak ilerliyordu. Bu sabah her şeyden önce, umutların denize bırakıldığı bir gündü.
Balıkçıların yüzündeki ifadeyi tarif etmek gerekirse – o meşhur kararlılık ve bir o kadar da hüzün karışımı bir şeydi. Çünkü biliyorlardı: deniz her zaman sürprizlerle doludur.
Palamut, lüfer, hamsi... İstanbullunun sofrasını süsleyecek o taze lezzetler nihayet tezgâhlardaki yerini almaya başladı. Fiyatlar ise henüz ilk günün heyecanıyla biraz oynak tabii. Mesela palamut kilosu 200 ila 250 TL arası değişirken, lüfer ise 300 TL'den satılıyor.
“Rüzgâr arkamızda, bereket önümüzde olsun”
Kıyıda bekleyen balıkçı esnafından biri, “İnşallah bu sene bereketli geçer. Hem vatandaş doysun hem biz kazanalım,” diyor. Denizden ilk dönen tekneler ise yavaş yavaş boşaltılıyor. İşte o anlar... Tam bir görsel şölen.
Tezgâhlar süsleniyor, balıklar diziliyor, müşteriler şaşkın şaşkın dolaşıyor. Herkesin aklında aynı soru: “Bugün ne çıktı acaba?”
Öte yandan, sezonun ilk gününde avlanan balık miktarının beklentileri tam olarak karşılamadığı söyleniyor. Ama kim takar? Daha yeni başladık! Deniz insanı hep umutla besler zaten.
Son bir not: Eğer taze balık alacaksanız, sabah erken saatleri kaçırmayın. Hem en tazesi hem de en canlısı o vakitler tezgâhta oluyor.