
Şu yanılgıya düşmeyin sakın: HPV aşısı oldum, artık rahim ağzı kanseri riskinden tamamen kurtuldum diye düşünmek... İşte o, belki de yapabileceğiniz en büyük hata. Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Dede'nin altını çizdiği üzere, bu aşı kesinlikle bir kalkan ama %100 koruma sağlayan sihirli bir kalkan değil.
Peki neden mi? Şöyle açıklıyor durumu doktor: "Aşı, en yaygın ve yüksek riskli birkaç HPV tipine karşı koruma sağlıyor. Fakat bu virüsün bilinen 200'den fazla tipi var. Aşı, hepsine karşı etkili değil." Yani aşı, en tehlikeli düşmanlara karşı bir önlem ama savaşın tamamen bittiği anlamına gelmiyor.
Smear Testi: Hayat Kurtaran Rutininiz Olmalı
İşte bu noktada devreye o eski dostumuz, smear testi giriyor. Dede, "Aşılanmış olsanız bile düzenli smear testi yaptırmak, erken teşhis için olmazsa olmazdır" diyor. Bu test, aşının gözünden kaçan virüs tiplerinin yol açtığı anormal hücre değişikliklerini yakalayabilen en etkili silah.
Pratikte ne yapmalı? Cevap net: Yaşınız kaç olursa olsun, cinsel olarak aktifseniz, düzenli jinekolojik kontrolleri asla ama asla aksatmamalısınız. Bu, kendi sağlığınıza yapacağınız en büyük yatırım. Erken teşhis, rahim ağzı kanseriyle mücadelenin en kritik ve en başarılı adımı.
Aşılanma ve Tarama: İkili Bir Savunma Sistemi
Dede'nin vurguladığı gibi, asıl sihirli formül şu: Hem aşılanmak hem de düzenli tarama yaptırmak. Bu ikili, korunma şansınızı en üst düzeye çıkarıyor. Aşı, büyük tehditlere karşı önceden savunma yapıyor. Smear testi ise, sinsi bir şekilde ilerleyen herhangi bir anormalliği, daha kansere dönüşmeden çok önce, en erken evrede tespit ediyor.
Sonuç olarak? HPV aşısı harika bir koruyucu hekimlik örneği, evet. Ama o, yalnızca hikayenin bir parçası. Hikayenin geri kalanını, düzenli kontroller ve smear testleri yazıyor. Sağlığınızı şansa bırakmayın. Aşı olduysanız bu, kontrolleri bırakacağınız değil, aksine sağlık takibinizi daha da sıkılaştıracağınız anlamına gelmeli.