Dijital dünyanın çocuklarımız üzerindeki etkisi artık görmezden gelinemeyecek boyutlara ulaştı. Öyle ki, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktas'ın bugün yaptığı açıklama, bu konuda adeta bir kırmızı çizgi çekti.
Bakan Göktas, "16 yaş altı dijital sosyal medya bağımlılığı konusunda çocuklarımızı korumaya yönelik adım atmaya mecburuz" diyerek aslında hepimizin içten içe hissettiği ama bir türlü harekete geçemediği gerçeği dile getirdi. Bu sözler, boş bir tehditten çok daha fazlası - somut önlemlerin habercisi gibi.
Peki Neler Olacak?
Göktas'ın açıklamalarına göre, çocuklarımızı dijital tehlikelerden korumak için artık daha proaktif bir yaklaşım benimsenecek. "Bizim için en kıymetli varlık çocuklarımız" diyen Bakan, bu konunun sadece ailelerin değil, devletin de asli sorumluluğu haline geldiğinin altını çizdi.
Aslında durum hiç de hafife alınacak gibi değil. Şu anda ellerinden düşürmedikleri o akıllı telefonlar, onları ne tür risklerle karşı karşıya bırakıyor kimse tam olarak bilmiyor. Psikolojik etkileri mi dersiniz, güvenlik tehditleri mi? Hepsi birbirinden vahim.
Koruma Kalkanı Geliyor
Bakanlık, önümüzdeki dönemde hayata geçireceği düzenlemelerle adeta bir "dijital koruma kalkanı" oluşturmayı planlıyor. Tabii burada asıl mesele -ki bence en can alıcı nokta- özgürlüklerle koruma arasındaki dengeyi nasıl kuracakları.
Göktas'ın şu sözleri her şeyi özetler nitelikte: "Çocuklarımızın ruh ve beden sağlığını korumak için gereken her türlü tedbiri alacağız." Bu kadar net, bu kadar kararlı.
Velhasıl, dijital dünyanın sınırsız gibi görünen sularında çocuklarımız için yeni bir rota çiziliyor. Bakanlığın attığı bu adım, belki de gelecek nesillerin dijital sağlığı için bir dönüm noktası olacak. Bekleyip göreceğiz - ama şunu söylemeden edemeyeceğim: Sonunda birileri bu konuyu ciddiye alıyor!