
O günü hatırlamak bile içini acıtıyor. Ege'nin sıcak insanlarından biri olan genç kadın, hayatının en karanlık gününe dair kelimeleri arıyor. Sanki dün gibi... ama aslında aradan geçen her an bir ömür kadar uzun.
Kimileri onu ekranlardan tanıyor. Kimileri ise şimdi paylaştığı o derin acıyla... İşte o anlattıkça, biz dinledikçe içimiz burkuluyor.
Hayatın Acı Sürprizi
Her şey o kadar normal başlamıştı ki. Hamileliği sorunsuz geçiyordu - ta ki o korkunç güne kadar. Doktorların "üzücü haber"iyle sarsıldığı anı anlatırken sesi hâlâ titriyor. "Kalbi atmıyor" cümlesiyle dünyası başına yıkılan bir kadının hikayesi bu.
Doğum sancılarıyla hastaneye giden genç anne, bebeğinin cansız bedeniyle karşılaşmanın şokunu yaşamış. O anki çaresizliği, "Neden ben?" sorularını düşünürken hâlâ uykuları kaçıyor.
Sosyal Medyadaki Cesur İtiraf
İşin ilginç yanı, bu acıyı paylaşma kararını nasıl aldığı. Sosyal medyada takipçilerine açılması, aslında birçok benzer acı yaşayan insana ilham oldu. "Sessiz kalmak yerine konuşmalıyım" diyen bu cesur kadın, toplumdaki tabuları yıkmaya çalışıyor adeta.
Paylaştığı o duygusal fotoğraf ve mesajlar, binlerce kişiye ulaştı. Destek mesajları yağdı - kimisi benzer acıları paylaştı, kimisi sadece "yanındayız" dedi.
İyileşmek Demek Unutmak Değil
Zamanın iyileştirdiği yalanını kim uydurdu bilmiyorum ama acı hafifliyor belki, ama asla bitmiyor. Her yıl dönümünde, her bebek görüldüğünde, o küçük kalbin atışı yeniden hissediliyor.
Terapi sürecinden bahsederken "kendime yeniden gelmeyi öğreniyorum" diyor. Aslında hepimizin öğrenmesi gereken bir ders bu: Acıyla yaşamak, ama yaşamaya devam etmek...
Bu hikaye sadece bir kişinin değil, aslında birçok ailenin sessiz çığlığı. Konuşmak, paylaşmak iyi geliyor - en azından yalnız olmadığını hissediyorsun.