Türkiye'de Her 1000 Bebekten 3'ü Bu Mücadeleye Başlıyor: Uzmanlar Erken Teşhisin Hayat Kurtardığını Söylüyor!
Her 1000 Bebekten 3'ü Bu Hastalıkla Doğuyor

Şu rakamı bir düşünün: Türkiye'de dünyaya gözlerini açan her bin bebekten tam üçü, henüz hayatlarının en başında önemli bir sağlık mücadelesiyle karşı karşıya kalıyor. Doğuştan kalp hastalıkları - evet, tam da bahsettiğimiz bu.

Aslında durum sanıldığı kadar umutsuz değil. Günümüz tıbbı, bu küçük kahramanlar için gerçekten etkileyici imkanlar sunuyor. Erken teşhis konusunda ise uzmanların söylediği şey çok net: Zamanlama her şey demek. Bir kalp uzmanının dediği gibi, "Bizim için altın saatler diye bir şey var - ve bu süreyi iyi kullanmak, bir çocuğun tüm hayatını değiştirebiliyor."

Peki Ne Yapmalı, Nasıl Fark Edeceksiniz?

İşte bu noktada ailelere büyük iş düşüyor. Bebeğinizde şu belirtileri gözlemliyorsanız, hiç vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmakta fayda var:

  • Emme sırasında normalden çok daha çabuk yorulma
  • Dudak çevresinde veya tırnaklarda morarma - özellikle ağlama nöbetleri sırasında
  • Nefes alıp vermede güçlük, hızlı solunum
  • Kiloda yeterli artışın olmaması, gelişim geriliği
  • Terleme, özellikle alında soğuk terlemeler

Bunları görmezden gelmek, "geçer" diye beklemek... Maalesef en büyük hatalardan biri. Oysa modern tanı yöntemleri sayesinde artık hamileliğin 18-22. haftaları arasında yapılan detaylı ultrasonografilerle bile birçok kalp anomalisini tespit edebiliyoruz.

Türkiye'de Durum Ne?

Ülkemizdeki çocuk kardiyoloji merkezleri, Avrupa standartlarında hizmet veriyor desek yanlış olmaz. Doğuştan kalp hastalıklarının tedavisinde katedilen mesafe gerçekten gurur verici. Ama hala atlamamamız gereken bir nokta var: Erken teşhis oranlarımızı daha da yukarı çekmek zorundayız.

Bir diğer önemli konu da tabii ki yenidoğan tarama programları. Ülke genelinde yaygınlaşan bu programlar sayesinde, daha bebekler hastaneden çıkmadan birçok sorun tespit edilebiliyor. Basit bir oksimetre testi bile bazen hayat kurtarıcı olabiliyor - inanın abartmıyorum.

Son söz? Ebeveynler olarak içinize sinmeyen bir şeyler hissettiğinizde, "aman canım sıkıntı yapıyorumdur" diye düşünmek yerine, bir uzmana danışın. Bazen o 'içe doğma' dediğimiz şey, bir çocuğun sağlıklı bir geleceğe sahip olmasındaki en kritik adım olabiliyor.