Bazen hayatımızdaki en sıradan anlar, en olağanüstü değişimlerin fitilini ateşleyebiliyor. Tıpkı, küçük bir kızın bitmek bilmeyen "neden"lerinin, deneyimli bir yazarın tüm dünyasını alt üst ettiği o an gibi.
Düşünsenize... Evin içinde koşturan minik biri durup durup soruyor: "Peki, ama neden?" İşte o "neden"ler öyle bir yankılandı ki, sonunda kocaman bir kitaba dönüştü. Aslında her ebeveynin aşina olduğu o bildik diyaloglar - ama bu sefer farklı bir sonla bitenlerden.
Bir Soru Yağmurunda Doğan İlham
Yazarımız, tam da herkesin yaşadığı o anı anlatıyor: "Küçük kızımın sürekli 'neden' diye sorması beni harekete geçirdi." Sanki bir soru fırtınasıydı bu - her cevap, yeni bir soru doğuruyordu. Ve öyle derin, öyle düşündürücü sorular ki...
Kim düşünürdü ki, bu basit gibi görünen çocuk sorgulamalarının, profesyonel bir yazarın kalbinde bu denli büyük bir yankı uyandıracağını? Belki de cevaplardan çok, soruların kendisi değerliydi.
Çocuk Zihninin Sınırsız Dünyası
Çocukların o bitmek bilmez merakı - yetişkinlerin çoğu zaman kaybettiği o saf sorgulama dürtüsü - aslında ne muhteşem bir hazine. Her "neden", yeni bir keşfin kapısını aralıyor. Her soru, dünyayı anlama çabasının samimi bir ifadesi.
Ve işte tam da bu noktada, yazarımız o kritik kararı verdi: Bu sorular boşluğa kaybolup gitmemeliydi. Onları ölümsüzleştirmeli, diğer çocuklara ve ebeveynlere ilham olmalıydı.
Sayfalara Dökülen Merak
Ortaya çıkan eser, sıradan bir çocuk kitabı değil. Daha ziyade, çocuk zihninin işleyişine saygı duruşu niteliğinde. Her sayfasında, o doğal merakın izleri var. Her cümlesinde, saf öğrenme arzusunun yankıları...
Kitabın en çarpıcı yanı belki de şu: Sadece çocuklara değil, büyüklere de hitap ediyor. Bize, o unuttuğumuz sorgulama heyecanını hatırlatıyor. Belki de hepimizin biraz daha fazla "neden" sorması gerekiyordur.
Kim bilir? Belki de şu anda bir evde, başka bir çocuğun sorusu, yeni bir kitabın tohumlarını atıyordur. Çünkü merak - asla pes etmeyen o inatçı merak - en güzel hikayeleri böyle doğurur.