Diyelim ki sosyal medyada gezinirken bir ünlünün estetikle ilgili açıklamalarına denk geldiniz. İşte tam da böyle bir durum yaşanıyor şu sıralar. Ecem Erkek'in estetik operasyonları hakkında yaptığı son açıklamalar, adeta bir fırtına kopardı.
Aslında olay şu: Erkek, bir süredir estetikle ilgili yorumlar yapıyordu. Ama son zamanlarda bu yorumların inandırıcılığı konusunda ciddi soru işaretleri oluşmaya başladı. Sosyal medya kullanıcıları, "Artık bu kadar da olmaz" moduna geçtiler resmen.
Sosyal Medya Patladı!
Twitter'da, Instagram'da - nereye baksanız bir tartışma. Kimisi "Herkes kendi bedeniyle ilgili karar verme hakkına sahip" diyor, kimisi de "Açıkça görünen bir şeyi inkâr etmek niye?" diye soruyor. Ortam gerçekten hareketli.
Şöyle düşünün: Bir ünlü bir şey söylüyor, ama gözünüzün önünde başka bir şey oluyor. İşte tam bu noktada inandırıcılık meselesi devreye giriyor. Takipçiler, "Bizi kandırıyorlar mı?" hissine kapılıyorlar - ki bu hiç hoş değil.
Peki Neden Bu Kadar Tepki Çekti?
Aslında mesele sadece estetik değil. Mesele, samimiyet. İnsanlar - özellikle de genç takipçiler - ünlülerin dürüst olmasını bekliyor. Hele ki böyle kişisel konularda...
- Bir yanda "Doğallığı savunuyorum" diyen ünlüler
- Diğer yanda gözle görülür değişimler
- Ve arada kalan, kafası karışan takipçiler
Bu durum, aslında daha büyük bir soruna işaret ediyor: Sosyal medyada gerçeklik algısı. Her şey o kadar parlatılmış, o kadar düzeltilmiş ki, artık neyin gerçek neyin değil olduğunu anlamak zorlaşıyor.
Sonuç Ne Olacak?
Bakalım Ecem Erkek bu tepkilere nasıl karşılık verecek. Belki daha açıklayıcı olur, belki de konuyu kapatır. Ama bir şey kesin: Sosyal medya kullanıcıları artık daha eleştirel düşünüyor. Eskisi gibi her söylenene inanmıyorlar - ki bu aslında iyi bir şey.
Ünlüler için zor bir dönemden geçiyoruz. Her hareketleri, her sözleri anında değerlendirmeye alınıyor. Ama samimiyet her zaman en iyi politika değil midir?
Bu arada - konuyla pek alakası yok ama - insan düşünmeden edemiyor: Neden bu kadar takıyoruz ünlülerin estetik yapıp yapmadığına? Kendi hayatlarımıza bu kadar odaklansak? Ama ne yapalım, magazin işte...