Tamam, itiraf edelim - Seda Sayan'ın estetik maceraları hepimizin dilinde. Ama bugün, mikrofonu kendisi aldı ve tüm o eleştirilere, tüm o fısıltılara, tüm o 'aman ne yapmış kendisine' diyenlere tek kelimeyle rest çekti.
Düşünsenize... Sosyal medyada her gün onlarca yorum. Kimi beğeniyor, kimi acımasızca eleştiriyor. Peki ya kendisi? "Umurumda değil" diyor, hem de öyle bir gülümsemeyle söylüyor ki, inanasınız geliyor.
Kendi Kararlarımın Arkasındayım
Şöyle diyor Sayan: "Yaptığım her estetik operasyon benim kendi kararımdı. Kimsenin zorlamasıyla değil. Ve evet, her birinin arkasındayım." Bu sözlerdeki özgüven fark edilesi cinsten. Belki de biz eleştirenler, kendi seçimlerimizde bu kadar net olamıyoruzdur kim bilir?
Aslında mesele sadece estetik değil. Daha derinlerde yatan bir şey var: Kendi bedeni, kendi kuralları. Modern dünyada kadın olmanın, sürekli yargılanmanın, her an eleştiri oklarının hedefi olmanın yükünü taşıyor aslında.
Sosyal Medya: İki Ucu Keskin Bıçak
Sosyal medya - ah o sosyal medya! Bir yandan sevgi ve takdir yağmuruna tutuyor insanı, diğer yandan nefret seline maruz bırakıyor. Seda Sayan'ın bu konudaki felsefesi oldukça net: "Beğenen beğenir, beğenmeyen beğenmez. Ben kendimle barışığım, bu kadar basit."
Peki ya o 'estetik manyağı' yorumları? "Gülüp geçiyorum" diyor. Çünkü biliyor ki, bu işin doğası bu. Kamusal alanda var olmanın bedeli belki de.
Güzellik Algısı ve Toplum Baskısı
Aslında hepimiz bir şekilde bu baskıyı hissediyoruz değil mi? Sürekli genç, güzel, dinamik görünme zorunluluğu. Seda Sayan'ın hikayesi sadece bir estetik hikayesi değil, modern çağın güzellik anlayışına dair bir ayna aslında.
Belki de sorulması gereken asıl soru şu: Neden bir kadının kendi bedeniyle ilgili verdiği kararlar bu kadar çok yargılanıyor? Neden herkes kendini bu konuda yetkili hissediyor?
Sayan'ın son sözleri ise adeta bir manifesto: "Hayatımı yaşıyorum, kararlarımın arkasındayım. Gerisi teferruat."
Bu cesur duruş, belki de hepimize bir şeyler anlatıyor: Kendi seçimlerimizin arkasında durmak, eleştirilere rağmen kendi yolunda yürümek... Zor ama özgürleştirici.