İstanbul'da dakikaların hayat kurtardığı acil durumlarda, 112 hattına gelen her 10 çağrıdan 6'sı maalesef gereksiz. Evet, yanlış duymadınız. Şehrin karmaşasında adeta bir can simidi olan bu hattı meşgul edenler, belki de bir başkasının hayatını tehlikeye atıyor.
Oysa ki bu hat, gerçekten nefes almakta zorlanan, kalbi durma noktasına gelen ya da ciddi bir kaza geçirenler için. Ama görünen o ki bazı vatandaşlarımız bu hattı sanki bir sohbet numarası gibi kullanıyor. 'Ayak ağrısı' için bile 112'yi arayanlar var. İnanması güç ama maalesef doğru.
Rakamlar Konuşuyor: Yüzde 62.5
İşte çarpıcı gerçek: İstanbul'da 112 acil çağrı hatlarına yapılan toplam çağrıların tam %62.5'i asılsız çıkmış. Bu oran, neredeyse her iki çağrıdan birinin boşa olduğu anlamına geliyor. Acil tıp teknisyenleri ve sağlık ekipleri, bazen sadece 'yol tarifi' almak için arayanlarla uğraşmak zorunda kalıyor.
Peki bu durum neye mal oluyor? Aslında cevabı basit: Hayatlara. Gerçek bir kalp krizi vakasında saniyelerin önemi düşünülürse, hattın meşgul olması telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir.
Pandemi Sonrası Artış Dikkat Çekici
İlginç bir detay daha: Özellikle pandemi sonrası dönemde bu asılsız çağrılarda gözle görülür bir artış yaşanmış. İnsanların sağlık konusundaki endişelerinin artması belki anlaşılır ama 112'yi bir 'danışma hattı' olarak görmek kabul edilemez.
Sağlık Bakanlığı yetkilileri, konuya ilişkin yaptıkları açıklamada vatandaşları daha bilinçli olmaya çağırıyor. "112 acil bir hattır, lütfen gereksiz yere meşgul etmeyelim" uyarısı yapılıyor. Haklılar da. Zira her gereksiz arama, gerçekten ihtiyacı olan bir vatandaşımızın hattı meşgul bulması anlamına gelebilir.
Sonuç olarak, hepimizin bu konuda üzerine düşen bir sorumluluk var. Acil durum nedir, ne değildir iyice öğrenmek ve 112 hattını sadece gerçek acillerde kullanmak zorundayız. Unutmayalım ki bugün başkasının hayatını kurtaran sistem, yarın bizim hayatımızı kurtarabilir.
