Dünya sağlık gündemine damga vuracak bir açıklama geldi - ve bu sefer kahramanımız Türkiye! Neredeyse unutmaya yüz tuttuğumuz ama hâlâ milyonları tehdit eden sıtmaya karşı, ülkemiz adeta seferberlik ilan etti.
Şöyle bir düşünün: Her yıl yüzbinlerce can alan bu hastalık, özellikle Afrika'nın yoksul bölgelerinde kabus olmaya devam ediyor. İşte tam bu noktada Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü'nün kurduğu Küresel Sıtma Filosu'na tam 2 milyon doz ilaç bağışlayacağını açıkladı. Bu rakam sadece bir sayı değil - binlerce hayat demek!
İnsani Diplomaside Çığır Açan Adım
Ankara'dan gelen bu haber aslında şunu gösteriyor: Türkiye artık sadece bölgesel değil, küresel bir sağlık aktörü. DSÖ yetkililerinin gözlerindeki memnuniyeti tahmin edebiliyorum - çünkü bu tür destekler onlar için can suyu niteliğinde.
Peki bu ilaçlar nereye gidecek? Öncelikli hedef, sıtmanın en acımasız haliyle hüküm sürdüğü Sahra Altı Afrika ülkeleri. Buralarda bir çocuğun sıtmadan ölmesi ne kadar acı değil mi? İşte tam da bu yüzden Türkiye'nin bu hamlesi çok daha anlamlı.
Sahadaki Mücadele ve Türkiye Farkı
Gerçek şu ki sıtmayla mücadele sandığımızdan daha zor. İlaç direnci, lojistik sorunlar, finansman yetersizliği... Tüm bu engellere rağmen Küresel Sıtma Filosu inanılmaz işler başarıyor. Ve Türkiye tam da bu noktada devreye giriyor.
Aslında bu yardım sadece ilaçtan ibaret değil. Türkiye'nin bu jesti, uluslararası dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor bize. Dünya hasta - ve iyileşmek için birlikte hareket etmek zorundayız.
Son dönemdeki bu tür hamleler, Türkiye'nin sağlık diplomasisindeki yerini sağlamlaştırıyor. Pandemi döneminde onlarca ülkeye yardım eli uzatan ülkemiz, şimdi de sıtma gibi kadim bir düşmanla savaşta ön saflarda yer alıyor.
Belki de en güzeli, bu desteğin sadece bir başlangıç olması. Umarım diğer ülkeler de bu dayanışmaya katılır ve sıtmayı tarih kitaplarındaki bir anıya dönüştürebiliriz. Ne dersiniz?
