Uzmanlar, sessiz bir tehlike olarak nitelendirilen yüksek tansiyonun, kontrol altına alınmadığı takdirde kalp krizi riskini ciddi oranda artırdığı konusunda uyarıda bulunuyor. Belirti vermeden ilerleyebilen bu durum, kalp ve damar sisteminde onarılması güç hasarlara yol açabiliyor.
Erken Teşhis Hayat Kurtarıyor
Dr. Öğretim Üyesi Nurcemal Şentürk, özellikle risk grubundaki bireyler başta olmak üzere herkesin düzenli sağlık kontrollerini aksatmaması gerektiğini belirtiyor. Şentürk, kalp krizlerinin günümüzde genç yaşlarda da sıkça görülebildiğine dikkat çekerek, erken teşhisin ani ölümleri önlemedeki kritik rolünü vurguladı.
Ailesinde kalp hastalığı öyküsü bulunanlar, sigara kullanıcıları, diyabet hastaları ve yüksek kolesterolü olan kişilerin daha fazla risk altında olduğunu ifade eden Şentürk, bu bireylerin çok daha erken dönemde tetkik yaptırmasının önemini dile getirdi.
Tanıda İzlenen Yol: Fiziki Muayeneden İleri Tetkiklere
Teşhis sürecinin temelini fiziki muayenenin oluşturduğunu söyleyen Şentürk, tansiyon ölçümünün kıymetli bir veri olduğunu tekrarladı. Hipertansiyonun erken teşhis ve tedavisinin, kalp krizi riskini azaltan en önemli faktörlerden biri olduğunun altını çizdi.
Muayeneye ek olarak EKG ve kan tetkiklerinin de yol gösterici olduğunu aktaran Şentürk, "EKG'de kalp ritim bozuklukları veya geçirilmiş mini enfarktüs bulguları gibi ipuçları görebiliriz. Bu da tedaviye erken başlama şansı tanır." dedi. Kan tahlillerinde bakılan CRP değerinin, damar sertliği ve enflamasyon göstergesi olarak gelecekteki kalp krizi riskine işaret edebileceğini ekledi.
Şüpheli Durumlarda İleri İncelemeler
Risk değerlendirmesi yüksek olan hastalarda daha ileri tetkiklere başvurulduğunu belirten Şentürk, şu bilgileri paylaştı:
EKO (Ekokardiyografi) ile kalbin yapısı, kapakçıkları ve pompalama gücü değerlendirilirken, Efor testi sessiz seyreden damar tıkanıklıklarını ortaya çıkarabilir. Ayrıca, BT anjiyografi (kansız anjiyo) ile sanal olarak damar yapısı görüntülenebilir ve stent gereksinimi olan hastalar erken dönemde tespit edilebilir.
Dr. Şentürk, hipertansiyon, diyabet ve yüksek kolesterol gibi rahatsızlıkların uzun süre belirti vermeden ilerleyip kalp krizine zemin hazırlayabileceğini hatırlatarak sözlerini sonlandırdı: "Kişinin hiçbir şikayeti olmasa bile, özellikle risk faktörü taşıyanların rutin kontrollerini ihmal etmemesi hayati önem taşıyor."
