Aydın'da yaşayan 79 yaşındaki Ramazan Şentürk, göğüs hastalıkları uzmanı olan kızı sayesinde akciğer kanserini erken evrede yakalayarak 16 yıldır sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürüyor.
Babanın Öksürüğü Kız Doktoru Harekete Geçirdi
2009 yılında Prof. Dr. Emel Uysal, babası Ramazan Şentürk'ün 3-4 gün süren öksürük nöbetlerini fark ederek hemen harekete geçti. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı'nda o dönem yardımcı doçent olarak görev yapan Uysal, babasını çalıştığı hastaneye gelmesi için ikna etti.
Baba Şentürk, kızının ısrarı üzerine ertesi gün muayene için hastaneye gitti. Yapılan kontroller ve tetkiklerin ardından Ramazan Şentürk'e akciğer kanseri tanısı konuldu. Teşhisi koyan ise bizzat kendi kızı Prof. Dr. Emel Uysal oldu.
Hızlı Müdahale Hayat Kurtardı
Tanının konulmasının ardından aynı hastanede tedavi süreci başlatılan Şentürk için ameliyat kararı alındı. Gerçekleştirilen başarılı operasyonla akciğerdeki kötü huylu tümör tamamen temizlendi. Toplam 6 aylık tedavi sürecinin ardından Şentürk, amansız hastalıktan kurtulmayı başardı.
Operasyon sonrasında da kontrollerini kızının gözetiminde düzenli olarak sürdüren Şentürk, 16 yıldır kansersiz bir hayat sürüyor. Bu süre zarfında hiçbir kontrolünü aksatmadığını belirten Şentürk, kızının tavsiyelerine harfiyen uyduğunu ifade ediyor.
"Kendi Babama Tanı Koymak Çok Zordu"
Prof. Dr. Emel Uysal, meslek hayatında birçok hastaya benzer teşhisler koyduğunu ancak kendi babası için bu tanıyı koymanın kendisini çok çaresiz hissettirdiğini belirtti. Kanser tedavisinde erken tanının hayati önem taşıdığını vurgulayan Uysal, "Kanserde en önemli konu hızlı davranmak" diye konuştu.
Uysal sözlerine şöyle devam etti: "Babamda tanı koyduk ve bir hafta içerisinde ameliyata karar verdik. Benim doktor olmam hastalığın erken teşhisinde babam için şans oldu diyebiliriz. Ancak sadece bu değil, tümörün merkezden, damarlardan uzakta yerleşmiş olması da bir şanstı."
"Kızımın Uzman Olması Büyük Şans"
Ramazan Şentürk ise kanser tanısı aldığında üzüldüğünü ancak stres yapmadığını söylüyor. "Hepimiz topraktan geldik, toprağa gideceğiz" diyen Şentürk, o günleri şöyle anlatıyor: "Ben 'buraya kadarmış' diye düşündüm ama 2009'dan bugüne 16 sene geçti hala yaşıyorum. Ben bu hastalığa yakalandım ancak kızımın bu dalda uzman olması benim için çok büyük bir şanstı."
Şentürk, kurtuluşunda üniversite hastanesindeki koşulların mükemmel olmasının, patoloji ve MR sonuçları ile diğer işlemlerin hızla yapılmasının ve ameliyata hızlıca sevk edilmesinin de büyük rol oynadığını sözlerine ekledi.
Bu doktor baba-kız hikayesi, kanserle mücadelede erken teşhisin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Ramazan Şentürk'ün 16 yıllık sağlıklı yaşamı, umut verici bir başarı öyküsü olarak dikkat çekiyor.
