Almanya'da durum ciddi. Gerçekten çok ciddi. Kuş gribi - ya da bir diğer adıyla tavuk vebası - adeta bir kabus gibi ülkeyi sarıp sarmalamış durumda. Federal Tarım Bakanlığı'nın açıkladığı son veriler insanın tüylerini ürpertiyor doğrusu.
Şu ana kadar 400 bini aşkın kanatlı hayvanın yaşamına son verildi. Bu rakamı bir düşünün - neredeyse küçük bir şehrin nüfusu kadar hayvan telef oldu. Ve işin kötüsü, salgın hız kesmeden yayılmaya devam ediyor.
H5N1 Virüsü Almanya'yı Nasıl Vurdu?
Olayın merkezinde, bildiğiniz gibi, H5N1 virüsü var. Bu mikroskobik düşman şu sıralar Almanya'nın tarım sektörünü altüst etmiş durumda. Bakanlık yetkilileri, "Durum kontrol altına alınana kadar itlaf işlemlerinin devam edeceğini" belirtiyorlar. Ama bu kontrol ne zaman sağlanır, kimse net bir tarih veremiyor.
Salgının yayılma hızı gerçekten endişe verici. Bir çiftlikte virüs tespit edildi mi, bütün sürü maalesef itlaf ediliyor. Önlemler sıkı - karantina uygulamaları, hareket kısıtlamaları derken, Alman çiftçiler için zor günler yaşanıyor.
Peki Ya İnsan Sağlığı Açısından Risk?
Şu ana kadar insanlara bulaşma vakası bildirilmedi - bu en azından içimizi biraz olsun rahatlatıyor. Ancak uzmanlar temkinli olmamız gerektiğini söylüyorlar. Virüsün mutasyon geçirme ihtimali her zaman var, ne de olsa.
Alman yetkililer, halkı bilgilendirmek için adeta seferber olmuş durumda. "Kanatlı hayvanlarla temastan kaçının," "Ölü kuş gördüğünüzde yetkililere haber verin" gibi uyarılar art arda sıralanıyor. Önlemler katı, ama salgınla mücadele için gerekli olduğu açık.
Avrupa'nın bu dev ekonomisinin tarım sektörü şu anda adeta bir sınav veriyor. 400 bin hayvan - bu sadece bir rakam değil, aynı zamanda çiftçiler için büyük bir ekonomik kayıp ve hayvanlar için trajik bir son.
Peki bu kriz bize ne öğretiyor? Belki de şunu: Doğa, insanoğlunun kontrol etmekte zorlandığı güçlerle dolu. Ve bazen, en gelişmiş ülkeler bile bu güçler karşısında çaresiz kalabiliyor.
