Hani derler ya, 'geçmişte kaldı' diye... Öyle değilmiş meğer. COVID-19, adeta sessiz bir misafir gibi geri döndü ve bu sefer farklı bir kılıkta karşımıza çıkıyor. Acil servislerdeki doluluk oranları, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor.
Doktorların anlattıklarına göre, bu yeni dalgada klasik COVID belirtileri yerini farklı semptomlara bırakmış durumda. Artık nefes darlığı veya tat-koku kaybından ziyade, insanlar boğaz ağrısı, öksürük nöbetleri ve inatçı baş ağrılarıyla başvuruyor hastanelere. Sanki virüs kılık değiştirmiş de bizi şaşırtmaya çalışıyor gibi.
Acil Servislerde Nefes Kesici Yoğunluk
Durum vahim. Gerçekten vahim. İstanbul'dan İzmir'e, Ankara'dan Bursa'ya kadar pek çok ilde acil servisler adeta dolup taşıyor. Hem de öyle bir yoğunluk ki, bazı hastanelerde koridorlarda tedavi gören hastalar bile var. Sağlık çalışanları ise neredeyse nefes alamıyor.
Bir acil servis hemşiresi, 'Son bir haftadır COVID vakalarında inanılmaz bir artış var' diyor ve ekliyor: 'Ama bu sefer hastalar daha farklı geliyor. Genç, yaşlı demeden herkes etkileniyor.'
Peki Neden Yeniden?
Uzmanlar bu yeni dalganın arkasında birkaç faktör olduğunu düşünüyor. Mevsim geçişleri, toplu taşıma kullanımının artması, kapalı mekanlarda daha fazla zaman geçirme... Hepsi virüsün yayılması için adeta davetiye çıkarıyor.
Aslında düşününce, biz de biraz rehavete kapılmadık mı? Maskeleri bir kenara attık, mesafeyi unuttuk, el temizliğini ihmal ettik. Virüs de fırsatı ganimet bilmiş anlaşılan.
Bu Kez İşler Biraz Farklı
En dikkat çekici değişiklik belirtilerde. Artık hastalar:
- Şiddetli boğaz ağrısı
- Kuru ve inatçı öksürük
- Baş ağrısı ve genel kırgınlık
- Kas ağrıları
- Yorgunluk hissi
şikayetleriyle başvuruyor. Klasik COVID belirtileri olan tat-koku kaybı ise neredeyse hiç görülmüyor. Sanki virüs akıllanmış da bizi kandırmaya çalışıyor gibi.
Bir iç hastalıkları uzmanı durumu şöyle özetliyor: 'Virüs mutasyona uğradıkça klinik tablo da değişiyor. Bu yeni varyantlar daha çok üst solunum yollarını etkiliyor. Bu nedenle belirtiler de farklılaşıyor.'
Ne Yapmalıyız?
Panik yok, ama tedbir şart. Uzmanlar özellikle risk grubundaki kişilerin dikkatli olması gerektiğini vurguluyor. Kalabalık ortamlarda maske kullanımı, el hijyeni ve kapalı mekanların havalandırılması hala en etkili korunma yöntemleri.
Belirtileri hafife almamak gerekiyor. 'Grip oldum' deyip geçiştirmek yerine, test yaptırmak ve izole olmak hem kendi sağlığımız hem de toplum sağlığı için kritik önem taşıyor.
Sonuç olarak, COVID hala aramızda dolaşıyor ve bu sefer daha sinsi bir şekilde hareket ediyor. Acil servislerdeki yoğunluk bunun en net göstergesi. Belki pandemi bitti ama virüs bitmedi. Unutmayalım ki, tedbirsizlik en büyük düşmanımız.