
Gazze'nin tozlu sokakları bugünlerde sadece savaşın değil, aynı zamanda insanlığın çaresizliğinin de tanığı. Hastanelerin kapasitelerinin çok üzerinde olması nedeniyle, yaralılar adeta her köşede tedavi edilmeye çalışılıyor.
Doktorların "savaş alanına döndü" dediği bölgede, basit bir sargı bezi bile lüks sayılıyor. "Burası artık hastane değil, acil müdahale alanı" diyen bir sağlık çalışanının sesi titriyor: "Her gün yeni bir trajedi, her saat yeni bir acı..."
Çocuklar En Büyük Mağdurlar
Özellikle çocukların durumu içler acısı. Kimi annesini kaybetmiş, kimi ise bir uzvunu... "Onlar sadece oyun oynamak isteyen çocuklardı" diye ekliyor gönüllü bir hemşire, gözyaşlarını silerek.
- Hastane koridorları yaralılarla dolu
- Temel ilaçlar tükenmek üzere
- Elektrik kesintileri nedeniyle ameliyatlar mum ışığında yapılıyor
Ve belki de en kötüsü: Bu görüntülerin "olağan" hale gelmesi. Dünya bu acıya ne zaman duyarsız kaldı? İnsanlık bu noktaya nasıl geldi? Sorular basit ama cevapları yok gibi...
Uluslararası Toplum Sessiz
BM yetkilileri "endişeli" olduklarını belirtirken, somut adımlar hâlâ gelmiş değil. "Kağıt üzerindeki kınama" ifadeleri, yerde kanlar içinde yatan çocuklar için ne kadar teselli edici olabilir ki?
Durum o kadar vahim ki, bazı doktorlar 72 saati aşkın süredir uyumadan çalışıyor. "Yorgunluk mu? Evet. Ama buradaki acıların yanında bizim yorgunluğumuz nedir ki..."