Kayseri'de bir evin içini hüzün kaplamış durumda. Minik Ulaş'ın hikayesi, belki de yıllardır duyduğunuz en dokunaklı vakalardan biri. Doğuştan gelen akciğer sorunuyla mücadele eden bu küçük bebek, tıp dünyasının sınırlarını zorluyor adeta.
Düşünsenize, henüz hayatının baharında bir bebek ve ciğerleri ona yeterince oksijen taşıyamıyor. Ailesi ne yapsa, hangi doktora gitse, hangi tedaviyi denese nafile. Son çare olarak başvurdukları 'can suyu' tedavisi bile -ki bu aslında kök hücre nakli anlamına geliyor- maalesef beklenen sonucu vermedi.
Her Şey Denendi Ama...
Doktorların deyimiyle 'her türlü medikal tedavi' uygulandı küçük Ulaş'a. Antibiyotikler, solunum cihazları, özel diyetler... Liste uzayıp gidiyor. Ama ne yazık ki ciğerlerindeki sorun inatçı çıktı. Tıpkı bazı hikayelerde olduğu gibi, bazen tıbbın da cevap veremediği durumlar olabiliyor.
Şu an minik Ulaş, Kayseri'deki bir hastanede yoğun bakım ünitesinde hayata tutunmaya çalışıyor. Ailesi yanı başında, her anını onunla geçiriyor. Anne ve babanın gözlerindeki o tarifsiz ifadeyi tahmin edebiliyor musunuz? İşte o, hem umut hem korku karışımı bir bakış.
Peki Ya Sonra?
Durum kritik, evet. Ama tıp dünyası hala pes etmiş değil. Doktorlar alternatif tedavi yöntemleri üzerinde çalışıyorlar. Belki de yarın öbür gün yeni bir gelişme olur kim bilir? Hayat bazen en umutsuz anlarda bile sürprizler yapabiliyor.
Kayserili bu ailenin hikayesi aslında hepimizin hikayesi. Sağlığın kıymetini, bir çocuğun nefes alışının aslında ne kadar mucizevi olduğunu hatırlatıyor bize. Ulaş'ın mücadelesi, tıpkı küçük bir çiçeğin kaya arasından filizlenmeye çalışması gibi - zorlu ama bir o kadar da ilham verici.
Şimdi herkesin tek bir dileği var: O minik yavrunun sağlığına kavuşması. Belki de toplum olarak biraz daha duyarlı olmalı, bu tarz hastalıklarla mücadele eden ailelere elimizden geldiğince destek olmalıyız. Ne dersiniz?
