
Bilim dünyası, Alzheimer gibi zorlu bir hastalıkla mücadelede yeni bir umut ışığı yakaladı. Son yapılan araştırmalar, lityumun bu amansız hastalığın seyrini yavaşlatabileceğini gösteriyor. Hem de öyle böyle değil, ciddi anlamda!
Lityumun Şaşırtıcı Etkisi
Kim derdi ki, psikiyatride uzun süredir kullanılan bu küçük beyaz hap, nörolojik bir devrim yaratabilir? Araştırmacılar, düşük doz lityumun beyindeki toksik protein birikimini azalttığını ve nöronları koruduğunu keşfetti. Adeta bir 'beyin detoksu' gibi!
Üstelik bu etki sadece laboratuvar ortamında değil, gerçek hastalar üzerinde de gözlemlenmiş. 65 yaş üstü 150 katılımcıyla yapılan çalışmada, lityum alan grupta bilişsel gerilemenin belirgin şekilde yavaşladığı tespit edilmiş.
Nasıl Çalışıyor?
İşin sırrı, lityumun tau proteinlerinin anormal davranışını engellemesinde yatıyor. Bu proteinler Alzheimer'da adeta bir 'beyin çöpü' gibi birikiyor. Lityum ise moleküler düzeyde bir temizlik ekibi gibi çalışarak:
- Nöronlar arası iletişimi güçlendiriyor
- Beyin hücrelerinin ömrünü uzatıyor
- Hafıza merkezlerindeki hasarı onarmaya yardımcı oluyor
Tabii bu, 'hemen eczaneye koşun' anlamına gelmiyor. Doktor kontrolü olmadan asla! Ancak bilim camiası, bu bulguların yeni tedavi protokolleri için kapı araladığı konusunda hemfikir.
Yan Etkiler ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Her güzel şeyin bir 'ama'sı var elbette. Lityumun yüksek dozları böbreklere zarar verebiliyor. Ancak araştırmacılar, Alzheimer için kullanılacak dozun bipolar bozukluk tedavisindekinden 4-5 kat daha düşük olduğunu vurguluyor.
Nörolog Dr. Emre Şahin'in dediği gibi: "Bu bir mucize hap değil, ama kesinlikle oyunun kurallarını değiştirebilir. Özellikle erken evre hastalar için büyük umut vaat ediyor."
Peki ya sizce? Alzheimer'ın çaresi gerçekten bu kadar basit olabilir mi? Cevap, önümüzdeki yıllarda yapılacak daha kapsamlı çalışmalarda saklı...