
O an her şey o kadar hızlı oldu ki, kimse ne olduğunu anlayamadı. İstanbul'da sıradan bir akşam yemeği, neredeyse bir trajediye dönüşmek üzereydi. İleri yaştaki bir adam, belki de hayatının son yemeğini yiyordu—tabii ki o anda orada bulunan iki kahraman müdahale etmeseydi.
Adamın boğazına aniden bir lokma takıldı. Nefes alamıyordu. Yüzü morarmaya, gözleri faltaşı gibi açılmaya başladı. Etraftakiler donup kalmıştı—şaşkınlık ve çaresizlik içinde.
Derken, restoran çalışanlarından biri fırladı. Hiç tereddüt etmedi. Adamı hızla ayağa kaldırıp, arkasına geçti ve kollarını adamın göğsünün altına doladı. Bir, iki, üç... Bilenler bilir, bu Heimlich manevrasıydı. Hayat kurtaran o hareket.
Ve işe yaradı. Ölüm sessizliğini yırtarcasına, boğazdaki lokma çıktı. Adam yeniden nefes almaya, hayata dönmeye başladı. Etrafta bir oh çekme sesi, sonra da alkışlar yükseldi. İnsanlar rahat bir nefes aldı—hem kelimenin tam anlamıyla, hem de mecazi olarak.
İlk Yardımın Hayat Kurtaran Gücü
Bu olay, aslında hepimiz için çok kritik bir gerçeği bir kez daha hatırlattı: İlk yardım eğitimi almak gerçekten hayat kurtarır. Saniyelerin bile önemi var böyle durumlarda. O iki restoran çalışanı—adeta soğukkanlılık abidesi gibi—ne yapacaklarını biliyorlardı. Ve belki de bir ailenin babasını, dedesini kurtardılar.
Heimlich manevrası, özellikle tam tıkanıklık yaşayan yetişkinler ve çocuklar için altın değerinde bir teknik. Bilmemiz gerekiyor. Öğrenmemiz gerekiyor. Çünkü bir gün siz de bir hayat kurtarabilirsiniz—belki de sevdiğiniz birinin hayatını.
İstanbul’un kalbindeki bu küçük restoronda yaşananlar, aslında büyük bir ders oldu hepimize. Hazırlıklı olmak, soğukkanlı kalmak ve doğru hamleyi yapmak... Bazen her şeyi değiştirebiliyor.