Yaşlı Çalışanların Dramı: 'İhtiyarlara Yer Yok mu?' Sorusu Gündemde
Yaşlı Çalışanların Dramı: İhtiyarlara Yer Yok mu?

Toplu taşımada yaşlı çalışanların işten çıkarılması, toplumun kanayan yarası haline geldi. Hasmet Babaoğlu'nun bu konudaki yorumları ise adeta bir insanlık dersi niteliğinde.

Şöyle diyor Babaoğlu: "Otobüste bilet kesen amcaya 'Amca, emekli ol' diyorlar. Peki ya o amca? Eve ekmek götürmek zorunda. Çoluk çocuğuna bakmak zorunda. Onun yerine gençleri alıyorlar. Gençler de güzel ama..."

Bu sözler aslında hepimizin içinden geçenleri dile getiriyor. Yaşlı insanların tecrübesi, sadakati ve çalışkanlığı bir kenara atılıyor. Yerine gençler getiriliyor. Evet gençlik güzel ama tecrübe paha biçilemez.

Toplumun Sessiz Çığlığı

Babaoğlu'nun altını çizdiği nokta şu: "Bu amcalar sadece bilet kesmiyor. Yolcularla sohbet ediyor, yardım ediyor, gülümsetiyor. Onlar otobüslerin yüzü, neşesi." Hakikaten de öyle değil mi? O yaşlı çalışanların sıcak gülümsemesi, sabahın erken saatlerinde işe gidenleri nasıl da rahatlatıyor.

Peki ya şimdi? Soğuk, mesafeli, mekanik bir hizmet anlayışı. Gençler elbette kusursuz çalışıyor ama o insani sıcaklık nerede? İşte bunu kaybediyoruz.

Toplumsal Hafıza ve Emek

Babaoğlu çok haklı olarak şunu soruyor: "Bu amcalar işten atıldığında ne olacak? Eve ekmek götüremeyecekler. Aileleri perişan olacak. Peki ya onların yerine gelen gençler? Onlar da belki bir gün yaşlanacak ve aynı muameleyi görecek."

Bu kısır döngü aslında hepimizin geleceği. Bugün yaşlılara yapılan, yarın bize yapılacak. Toplumsal hafıza dediğimiz şey işte bu. Unutmayalım ki her genç bir gün yaşlanacak.

Sonuç olarak, Babaoğlu'nun da dediği gibi: "İhtiyarlara yer yok mu?" Var elbet. Onlara sadece iş değil, saygı ve sevgi de borçluyuz. Unutmayalım: Bugün onlar, yarın biz.