Avrupa'nın dört bir yanından gelen liderler, adeta bir fırtına öncesi sessizliği andıran buluşmada bir araya geldi. Danimarka'nın zarif başkenti Kopenhag, bugünlerde sıradan bir gün yaşamıyor doğrusu.
Şehrin tarihi dokusu içinde, modern bir binada toplanan AB liderleri -kimileri gergin, kimileri umutlu ifadelerle- Avrupa'nın geleceğini tartışıyor. Sanki her biri, alınacak kararların kıtanın kaderini nasıl etkileyeceğinin farkındaydı.
Ukrayna: Zirvenin Gölgesindeki Acı Gerçek
Masada en ağır konu hiç şüphesiz Ukrayna'ydı. Orada devam eden savaş, toplantı odasının duvarlarını aşarak herkesin yüzündeki ifadeye yansıyordu. Liderler, Kiev'e desteği sürdürme konusunda hemfikir görünse de -ki bu kolay bir karar değil- detaylarda bazı farklılıklar ortaya çıkıyor.
Aslında mesele sadece askeri yardım değil. Ukrayna'nın yeniden inşası, enerji altyapısının onarımı ve belki de en önemlisi, Avrupa'nın bu krizi nasıl yönettiğine dair özeleştiriler... Tüm bunlar, Kopenhag'daki konuşmaların görünmeyen gündem maddeleriydi.
Ekonomik Fırtına Kapıda mı?
Avrupa ekonomisi şu günlerde adeta ince bir buz üzerinde yürüyor. Enflasyon canavarı henüz tam olarak dizginlenememişken, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve tedarik zincirindeki aksaklıklar işleri daha da zorlaştırıyor.
Toplantıda ekonomi bakanları -biraz da endişeli bakışlarla- mevcut durumu değerlendirdi. Kimi "durum kritik" diyor, kimi "fırtınayı atlatacağız" diye umut veriyor. Gerçek şu ki, Avrupa son yılların en zorlu sınavlarından birini veriyor.
- Enerji güvenliği stratejileri
- Enflasyonla mücadele planları
- Ticaret koridorlarının çeşitlendirilmesi
- Yeşil dönüşümün finansmanı
Bu maddeler, Kopenhag'daki en çok konuşulan başlıklardan sadece birkaçıydı.
Göç: Çözülmesi Gereken Büyük Bilmece
Göç meselesi ise -her zamanki gibi- en tartışmalı konulardan biriydi. Bazı liderler sınır kontrollerinin sıkılaştırılmasını isterken, diğerleri insani yardımın artırılması gerektiğini savunuyor. Ortak bir payda bulmak neredeyse imkansız görünüyor.
Aslında mesele sadece politik değil, ahlaki bir ikilem de içeriyor. Güvenlik endişeleri ile insani değerler arasında sıkışıp kalan Avrupa, bu konuda net bir yol haritası belirlemekte zorlanıyor.
Sonuç: Yol Ayrımındaki Kıta
Kopenhag zirvesi, Avrupa'nın içinde bulunduğu çok yönlü krizlere çözüm arayışının son halkasıydı. Liderler ayrılırken yüzlerindeki ifadeler, alınan kararların yeterli olup olmayacağı konusundaki belirsizliği yansıtıyordu.
Belki de en önemli soru şu: Avrupa, bu fırtınalı dönemde birliğini koruyabilecek mi? Yoksa ulusal çıkarlar, ortak gelecek vizyonunun önüne mi geçecek? Kopenhag'dan çıkan sonuçlar, bu soruların cevabını önümüzdeki aylarda gösterecek.
Bir gözlemcinin dediği gibi: "Avrupa tarih boyunca pek çok kriz atlattı. Bu seferki farklı mı? Kimse tam olarak emin değil."