Brüksel'de gerçekleşen olağanüstü Avrupa Birliği zirvesi, Ukrayna meselesinde tam anlamıyla bir çıkmazla sonuçlandı. Sanki bir satranç tahtasında her hamlenin karşılıklı olarak bloke edildiği o son anları yaşadılar adeta.
Zirve boyunca odak noktası elbette Ukrayna'ydı. Fakat görünen o ki, liderler arasındaki görüş farklılıkları derinleşiyor. Kimi üye ülkeler daha agresif yaptırımlardan yana tavır alırken, diğerleri ihtiyatlı davranmanın gerekliliğini savunuyor. Bu ikilem, adeta bir yüzleşme anıydı hepsi için.
Müzakerelerde Hava Gergin
Kapalı kapılar ardında geçen görüşmelerde gerilim hiç düşmedi desem yeridir. Diplomatik kaynaklar, bazı liderlerin oldukça sert ifadeler kullandığını fısıldıyor. Öyle ki, bazen masadan kalkma noktasına bile gelinmiş.
Peki neydi bu kadar tartışılan? Aslında temel mesele Ukrayna'ya verilecek desteğin kapsamı ve süresiydi. Bazıları "daha fazla, daha hızlı" derken, diğerleri "dikkatli olalım" çizgisindeydi. Bu çelişki, sonuçta uzlaşmayı imkansız kıldı.
Sonuç: Belirsizlik ve Endişe
Zirveden çıkan en net sonuç, önümüzdeki dönemde Ukrayna konusunda ortak bir AB politikası oluşturmanın hiç de kolay olmayacağı. Liderler dağılırken yüzlerindeki ifadeler her şeyi anlatıyordu aslında - hayal kırıklığı ve endişe karışımı bir ruh hali.
Bu arada, Moskova'nın tepkisi de merak konusu tabii. Rusya'nın bu gelişmeleri nasıl yorumlayacağı şimdiden diplomatik çevrelerde en çok konuşulan başlıklardan biri oldu bile.
Kısacası, Brüksel'deki bu buluşma bekleneni veremedi. Ukrayna krizi çözülmek bir yana, daha da karmaşık bir hal aldı diyebiliriz. Önümüzdeki günlerde bu konunun tekrar gündeme gelmesi işten bile değil.
