Washington'dan gelen son talep, zaten kaynayan Ortadoğu kazanına adeta benzin döktü. Amerikan yönetimi, Gazze'de Türk askeri varlığı konusunda ısrarcı bir tutum sergiliyor - ki bu durum İsrail tarafında ciddi bir rahatsızlık yaratmış durumda.
İsrailli yetkililerin yüz ifadeleri bile belli ediyor kaygılarını. Sanki her an beklenmedik bir hamle olacakmış gibi tetikteler. Bir taraftan da şüphelerini gizlemiyorlar - acaba bu talebin arka planında ne gibi hesaplar var diye düşünüyorlar.
Tel Aviv'deki Endişe Dalgası
İsrail hükümet çevrelerinden sızan bilgilere göre, durum hiç de iç açıcı değil. "Gergin ve şüpheci" tanımlaması hafif bile kalıyor aslında. Öyle ki, bazı yetkililer bu durumu "stratejik bir kabus" olarak nitelendiriyorlar.
Neden mi bu kadar telaşlılar? Cevap basit: Türkiye'nin bölgedeki artan etkisi ve askeri kabiliyetleri İsrail'i oldukça huzursuz ediyor. Geçmişte yaşanan diplomatik krizlerin izleri henüz tam silinmemişken, şimdi de böyle bir talep... Haklılar, endişelenmekte.
Washington'un İnadı ve Diplomatik Satranç
Amerika Birleşik Devletleri ise bu konuda son derece kararlı görünüyor. Sanki bölgedeki dengeleri bilerek değiştirmek istiyorlar - ya da en azından İsrail'i biraz olsun sıkıştırmak niyetindeler. Belki de bu, yeni bir diplomatik stratejinin ilk adımıdır, kim bilir?
Ancak şu kesin: Türk askerinin Gazze'de konuşlanması fikri, İsrail'in ulusal güvenlik anlayışında ciddi bir deprem yaratacak türden. Öyle kolayca kabul edeceklerini sanmıyorum, açıkçası.
Peki ya Türkiye? Onlar bu konuda ne düşünüyor acaba? Henüz net bir açıklama yok ama eminim ki Ankara'da da bu gelişmeler yakından takip ediliyordur. Belki de kendi hesaplarını yapıyorlardır - kimsenin bilmediği.
Sonuç: Fırtına Öncesi Sessizlik
Ortadoğu'nun bu yangın yerinde, her yeni gelişme bir sonraki krizi tetikliyor. ABD'nin bu beklenmedik hamlesi, bölgedeki güç dengelerini altüst edebilecek potansiyele sahip. İsrail'in tedirginliği ise hiç yersiz değil - çünkü bu oyunun kuralları aniden değişiyor.
Önümüzdeki günlerde daha fazla gelişme yaşanacağı kesin. Diplomatik koridorlarda fısıltılar dolaşıyor, kapalı kapılar ardında pazarlıklar sürüyor. Ve biz sıradan gözlemciler olarak, bu satranç oyununda sadece piyonların hareketini izliyoruz.
Bir düşünün: Acaba bu hamle, bölgede yeni bir ittifaklar döneminin habercisi mi? Yoksa sadece geçici bir diplomatik kriz mi? Zaman gösterecek, ama şimdiden söyleyebilirim ki - İsrail'in uykuları bir süre daha kaçacak gibi görünüyor.