Avrupa'nın önde gelen ülkeleri, Ukrayna konusunda adeta bir dayanışma gösterisi yaptı. Sanki bir orkestra şefi yönetiyormuşçasına, aynı notalara basarak Kiev'e olan desteğini yineledi. Kimi keskin ifadeler kullanırken, kimi daha yumuşak bir dil tercih etti. Ama sonuçta hepsinin mesajı aynıydı: "Ukrayna yalnız değil."
Berlin'den Paris'e, Roma'dan Madrid'e kadar uzanan bu diplomatik koronun altında aslında ne yatıyor? Belki de Avrupa'nın kendi güvenlik endişeleri, belki de gerçek bir dayanışma ruhu. Kim bilir...
Almanya'dan Net Tavır
Alman yetkililer, adeta bir duvar gibi sağlam duruşlarını sürdürüyor. "Ukrayna'nın toprak bütünlüğü kırmızı çizgimizdir" derken, gözlerindeki kararlılık her şeyi anlatıyor gibiydi. Tabii bu arada ekonomik yardımların devam edeceği mesajını da es geçmediler.
Fransa'nın Diplomatik Dansı
Fransa ise her zamanki gibi biraz daha sanatsal bir dil kullanmayı tercih etti. "Avrupa projesinin kalbinde barış var" gibi şiirsel ifadelerle dolu açıklamalar, aslında oldukça sert bir arka plana sahipti. Paris yönetimi, askeri işbirliğinin artırılacağını da vurguladı.
- İtalya: "Ukrayna'nın AB yolunda destekçisiyiz"
- İspanya: "Sınırların ihlali kabul edilemez"
- Polonya: "Daha fazla askeri yardım çağrısı"
Brüksel'deki bürokratlar ise kağıt üzerinde kalmayan adımlar atılacağının sinyallerini verdi. Fonlar, yardımlar, yaptırımlar... Hepsi masadaydı. Ama acaba bu masanın ayakları sağlam mı, yoksa sallantıda mı? Zaman gösterecek.
Ukrayna tarafından gelen ilk tepkiler ise memnuniyetle karşılandı. Kiev'deki yetkililer, bu desteği "tarihi dayanışma örneği" olarak nitelendirdi. Peki ya Moskova? Orada duyulan sesler ise pek de hoşnut değil gibiydi.
Bu diplomatik satranç oyununda bir hamle daha yapıldı. Şimdi sıra kimde? Rusya'nın tepkisi mi, yoksa ABD'nin bu tabloya dahil olması mı? Bekleyip göreceğiz...
