Dünya siyaset sahnesinde bugün oldukça kritik bir telefon konuşması yaşandı. Fransa'nın başkenti Paris'teki Elysee Sarayı'ndan yankılanan ses, Orta Doğu'nun kanayan yarasına dair yeni bir diplomatik hamlenin habercisiydi adeta.
Emmanuel Macron - evet, o ünlü Fransız siyasetçi - İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'yu aradı. Görüşme öyle sıradan bir 'merhaba, nasılsın' muhabbeti değildi hani. Tam tersine, gerilimin tavan yaptığı, kelimelerin özenle seçildiği türden bir diplomatik dans diyebiliriz.
Gazze'deki İnsani Dram Masaya Yatırıldı
Macron'un söyledikleri gerçekten dikkat çekiciydi. Şöyle ki: İsrail'in Gazze'deki operasyonlarında sivil kayıpların azaltılması için acilen somut adımlar atılmasını istedi. Bu istek öyle havada kalan bir temenni değil, net ve kararlı bir diplomatik mesajdı.
Fransa'nın bu tutumu aslında pek çok Avrupa ülkesinin artan endişelerine tercüman oluyor. Gazze'deki insani durum gerçekten içler acısı - hastaneler, okullar, sivil alanlar... Durum vahim yani.
Terörizmle Mücadele ve Sivil Hayat İkilemi
Macron görüşmede ilginç bir denge tutturmaya çalıştı. Bir yandan Hamas'ın terör eylemlerini kınarken, diğer yandan İsrail'in kendini savunma hakkının sivil nüfusa zarar verme pahasına kullanılamayacağını vurguladı. Bu ince çizgide yürümek gerçekten zor olsa gerek.
Şunu da eklemeden geçmeyelim: Fransa, bölgedeki tüm tarafları sorumlu davranmaya çağırdı. Yani tek taraflı bir eleştiri değil, kapsayıcı bir yaklaşım sergiledi diyebiliriz.
Diplomasinin Dili ve Siyasetin Gerçekleri
Bu görüşme aslında uluslararası diplomasinin ne kadar hassas bir sanat olduğunu bir kez daha gösterdi. Macron'un sözleri ölçülü ama bir o kadar da netti. İsrail-Fransa ilişkilerinde gerilim artıyor mu dersiniz? Eh, işin iç yüzünü tam bilemesek de, dışarıdan bakınca öyle görünüyor.
Peki ya Netanyahu'nun tepkisi? Onu zaman gösterecek. Ancak şunu söyleyebiliriz ki, uluslararası baskı artıyor ve İsrail bu konuda yalnızlaşıyor gibi görünüyor.
Sonuç olarak, bugünkü telefon görüşmesi Orta Doğu'daki krizin çözümü için önemli bir diplomatik adım oldu. Fransa'nın bu aktif rolü, Avrupa'nın bölgedeki etkinliğini artırabilir mi? Kim bilir... Belki de bu görüşme, dondurulmuş pazarlıkların çözülmeye başladığının işaretidir.