Washington'dan gelen son dakik haberleri duyduğunuzda, gerçekten şaşırabilirsiniz. Diplomasinin arka bahçesinde dönen oyunlar, bazen en tecrübeli siyaset gözlemcilerini bile hazırlıksız yakalayabiliyor.
Olay şu: Amerikan yönetimi, Yunanistan'a uzun menzilli Tomahawk füzelerinin satışı için -evet, o meşhur seyir füzeleri- Türkiye'den onay bekliyordu. Ancak Ankara'dan beklenen "evet" sesi bir türlü gelmedi. Gelmeyecek gibi de görünüyor, en azından şimdilik.
Stratejik Denklemin Beklenmedik Değişkeni
Bu durum, Ege'deki güç dengesi açısından oldukça kritik. Tomahawk'lar Yunanistan'ın eline geçerse, bölgedeki askeri denklem tamamen değişebilir. Zaten gerilim hiç eksik olmayan bir bölgeden bahsediyoruz.
Türk yetkililerin bu konudaki tutumu oldukça net: "Bizim güvenlik endişelerimiz görmezden gelinemez." Aslında daha önce de benzer konularda seslerini yükseltmişlerdi ama bu seferki, işleri ciddiye aldıklarını gösteren somut bir adım.
F-16 Pazarlığının Gölgesinde
Bu gelişme, F-16 modernizasyonu görüşmelerinin tam ortasında yaşanıyor. Amerikan Kongresi'nin Türkiye'ye yönelik tutumu malumunuz - sürekli bir tereddüt hali var. Türk tarafı ise bu konuda oldukça sabırlı davranıyor, ancak Tomahawk meselesi farklı bir boyut katıyor işin içine.
Düşünsenize, bir taraftan kendi hava kuvvetlerinizi modernize etmeye çalışıyorsunuz, diğer taraftan komşunuz potansiyel olarak çok daha güçlü silahlarla donatılıyor. Bu, stratejik açıdan hiç de kolay kabul edilebilecek bir durum değil.
Ankara'nın bu hamlesi, Washington'a verilmiş dolaylı ama güçlü bir mesaj aslında: "Güvenlik endişelerimiz ikinci planda tutulamaz." Diplomasinin incelikli dili böyle işte - bazen söylenmeyenler, söylenenlerden daha fazla şey anlatır.
Bölgesel Dengeler ve Gelecek Senaryoları
Peki ya sonrası? Bu durum ilişkileri nasıl etkiler? Aslına bakarsanız, Türkiye-ABD ilişkileri son yıllarda pek çok iniş çıkış yaşadı. Bu da o dalgalı seyirin bir parçası sayılır. Ancak Tomahawk konusu, diğerlerine göre daha hassas bir noktaya dokunuyor.
Uzmanlara göre Türkiye'nin bu tutumu, Yunanistan'ın askeri kapasitesindeki artışa yönelik endişelerinin somut bir yansıması. Bölgede kimin ne kadar güçlü olacağı meselesi, her zaman olduğu gibi yine masada.
Kritik soru şu: Washington bu hamleyi nasıl okuyacak? Türkiye'nin F-16 taleplerine etkisi olur mu? Bunları zaman gösterecek elbette. Ama şunu söyleyebilirim ki, uluslararası ilişkilerde bazen "hayır" demek, "evet" demekten daha güçlü bir strateji olabiliyor.
Son tahlilde, Türkiye'nin Tomahawk vetosu, bölgesel güvenlik mimarisinde kendi çıkarlarını koruma kararlılığının net bir göstergesi. Ve sanırım bu mesaj, Washington'da da oldukça net bir şekilde duyuldu.
