
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bugün gazetecilerle bir araya geldiği o sıradan görünen ancak hiç de öyle olmayan bir basın toplantısında kelimelerini adeta bir zen ustası gibi seçti. Özellikle de Halk TV'ye yapılan son operasyonla ilgili olarak.
Şimdi, bu konuda konuşmak gerçekten de ince bir çizgide yürümek gibi. Bakan Tunç, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Rutkay Özel'in eleştirilerine neredeyse duyulabilir bir iç çekişle yanıt verdi. "Yargının bağımsız kararlarına saygı duymak," diye vurguladı, "hepimizin ortak görevidir. Bu, demokratik hukuk devletinin olmazsa olmazıdır."
Odağı Yargı Bağımsızlığına Çevirdi
Bakan'ın üzerine basa basa altını çizdiği nokta şuydu: Türkiye'de yargı, tümüyle bağımsız bir şekilde karar alır. Hiçkimsenin – evet, hiçkimsenin – bu kararları hedef göstermeye, onları tartışmaya açmaya hakkı yok. Bu sözler, odadaki herkesin kulaklarında yankılandı. Sessizlik çöktü.
Peki ya Özel'in "siyasi iradeye" yönelik imaları? Tunç, bunları kesin ve net bir dille reddetti. "Bu tür iddialar," dedi, cümlelerini özenle kurarak, "gerçeklerle bağdaşmıyor. Yargı mensuplarımız, sadece ve sadece hukuka uygun hareket eder."
Demokrasi ve Hukuk Vurgusu
Konuşmasının belki de en can alıcı kısmı, demokrasi ve hukuk üstünlüğüne yaptığı vurguydu. Tunç, "Hukukun üstünlüğüne olan bağlılığımız tamdır," ifadelerini kullandı. Bu, aynı zamanda sessiz bir uyarı gibiydi – herkese, her kuruma.
Sonuç olarak? Bakan Tunç'un mesajı kristal berraklığındaydı: Eleştiri sınırları aşılmamalı, yargı kararlarına saygı esas olmalı. Bu, sadece bir bakanın sözleri değil, aynı zamanda Türkiye'nin demokrasi yolculuğundaki önemli bir ilkeydi.