TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan Medyaya Sert Tepki: 'Haberlerdeki Manipülasyon Kırmızı Çizgimizdir'
Kurtulmuş'tan Medyaya Sert Tepki: Manipülasyon Çizgisi

Ankara'da siyaset arenasını sallayan bir gelişme yaşandı bugün. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, adeta bir fırtına gibi esti ve medya dünyasında şok dalgaları yarattı. Kendisi hakkında çıkan haberlerle ilgili söyledikleri, gerçekten düşündürücüydü.

"Yapmayın etmeyin" dedi adeta, "bu işler böyle yürümez" dercesine. Haberlerdeki manipülasyonların artık dayanılmaz boyutlara ulaştığını ifade ederken, ses tonundaki o ciddiyet herkesi etkiledi. Doğrusu, bu kadar net konuşacağını kimse beklemiyordu.

Medyanın Sorumluluğuna Vurgu

Şimdi düşünüyorum da, medya denen kurumun gücü gerçekten tartışılmaz. Ama bu güç, beraberinde büyük bir sorumluluk da getiriyor. Kurtulmuş'un da altını çizdiği gibi, haber yapmak demek, sadece bilgi aktarmak demek değil. Aslında toplumu şekillendirmek demek.

Kendisi özellikle şu noktaya parmak bastı: "Gerçekler çarpıtılıyor, maksatlı şekilde sunuluyor." Bu sözler, odadaki fili işaret etmek gibiydi. Herkesin bildiği ama konuşmaktan çekindiği bir gerçeği dile getirdi.

Demokrasi ve Basın İlişkisi

Demokrasi denince akla ilk gelen şeylerden biri basın özgürlüğü elbette. Ancak Kurtulmuş'un da dediği gibi, özgürlük sınırsızlık demek değil. Etik kurallar var, profesyonel standartlar var. Bunları görmezden gelmek, demokrasiye de zarar veriyor aslında.

İşin ilginç yanı, bu eleştirileri yaparken bile medyanın önemini vurgulamayı ihmal etmemesi. "Basın demokrasinin vazgeçilmezidir" derken, aslında dengeli bir yaklaşım sergiliyor. Ne tamamen yıkmaya çalışıyor, ne de her şeyi kabulleniyor.

Bu arada şunu da eklemeden geçemeyeceğim - bazı haber portallarının yaptığı, gerçekten içler acısı. Clickbait'ler, yanıltıcı başlıklar, bağlamından koparılmış alıntılar... Sanki haber yarışı değil de, en çok tıklanan yarışı yapılıyor.

Sonuçları Ne Olacır?

Peki bu açıklamaların pratikte ne gibi sonuçları olacak? Bence medya kuruluşları kendi kendilerine bir özeleştiri yapmak zorunda kalacaklar. Hele de TBMM Başkanı gibi önemli bir isim böyle konuşunca...

Belki de en önemli mesaj şuydu: "Halkın doğru bilgiye ulaşma hakkı elinden alınıyor." Bu cümle aslında her şeyi özetliyor. Medya sadece haber yapmıyor, vatandaşın en temel haklarından birini - bilgilenme hakkını - etkiliyor.

Son dönemde siyasette yaşanan gerilimler düşünülünce, bu açıklamaların ne kadar zamanında yapıldığını söyleyebilirim. Adeta bir uyarı gibiydi - "bu gidişat iyi değil, lütfen kendinize gelin."

Neyse, göreceğiz bakalım medya dünyası bu sözleri ciddiye alacak mı, yoksa "bir siyasetçi daha eleştirdi" deyip geçecek mi? Bana kalırsa, bu uyarıları kulak ardı etmek, hepimiz için pahalıya patlayabilir.