
Washington'un deneyimli ismi Marco Rubio, İsrail ziyaretinde hiç de alışılmadık bir rotayı takip etti. Öyle ki, kendisine İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu da eşlik etti. İkili, Kudüs'ün kalbinde, Mescid-i Aksa'nın hemen yanı başındaki o tartışmalı tünellere doğru adeta bir keşif yolculuğuna çıktı.
Bu ziyaret, elbette sıradan bir turist aktivitesi değildi. Bölgedeki gerilimin odak noktalarından biri haline gelen bu yeraltı geçitleri, uluslararası diplomasinin de hassas bir başlığı. Rubio ve Netanyahu, tünellerin stratejik önemini bizzat yerinde görmek istemişlerdi anlaşılan.
Tepkilere Rağmen Devam Etti
Filistin tarafından defalarca yapılan uyarılar ve uluslararası toplumun endişelerine rağmen, İsrail hükümeti bu tünel çalışmalarında ısrar ediyor. Hatta bu son ziyaret, adeta bu ısrarın bir göstergesi olarak yorumlandı. Netanyahu'nun, bir Amerikalı bakana burayı gezdirmesi ise mesajın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyordu.
Peki, neden bu kadar önemli bu tüneller? İsrail yetkililer, bu yapıların güvenlik amaçlı olduğunu ve olası saldırılara karşı önlem niteliği taşıdığını savunuyor. Ancak Filistinliler ve birçok uluslararası gözlemci, durumu farklı okuyor. Onlara göre bu, İsrail'in Kudüs'teki kontrolünü pekiştirmek ve statükoyu değiştirmek için attığı adımlardan sadece biri.
Ziyaretin Siyasi Alt Metni
Rubio'nun bu 'tünel turu', ABD-İsrail ilişkilerinin seyri açısından da oldukça manidardı. Washington'un Tel Aviv'e verdiği desteğin somut bir göstergesi olarak kayıtlara geçti. Özellikle bölgedeki gerilimlerin tırmandığı bir dönemde, böylesine sembolik bir hareket, diplomasi dilinden çok daha fazlasını ifade ediyordu.
Kudüs... Tarihin, dinin ve siyasetin iç içe geçtiği bu kadim şehir, bir kez daha uluslararası gündemin merkezindeydi. Tüneller, taştan yapılmış basit geçitler olmanın çok ötesinde, derin anlaşmazlıkların ve bitmek bilmeyen bir çatışmanın da simgesi haline gelmiş durumda.
Sonuç olarak, bu ziyaret sadece iki liderin yeraltında yürümesinden ibaret değildi. Adeta, bölgedeki siyasi fay hatlarının üzerinde yürüdüler. Dünya, bu sembolik hareketin ardından gelecek gelişmeleri izlemeye devam edecek.