Washington'dan gelen son açıklamalar, diplomasi dünyasında adeta bir elektriklenme yarattı. ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey -evet, o isim- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında gerçekleşmesi planlanan zirve hakkında oldukça dikkat çekici ifadeler kullandı.
Jeffrey'nin sözleri öyle sıradan diplomatik nezaket ifadelerinden çok uzaktı. "Bu buluşma, iki ülke ilişkileri için gerçekten büyük bir fırsat" diyor ve ekliyor: "Tarafların bir araya gelip doğrudan konuşması her zaman daha iyidir."
Zirve Neden Bu Kadar Önemli?
Aslında işin özü şu: Suriye meselesi, Türkiye ve ABD arasında uzun süredir devam eden bir gerilim kaynağı. PYD/YPG konusundaki anlaşmazlıklar, Fırat'ın doğusundaki durum, güvenlik kaygıları... Tüm bu karmaşık dosyalar masada duruyor.
Jeffrey'nin altını çizdiği nokta ise oldukça net: "Telefon diplomasisi güzeldir ama yüz yüze görüşmelerin yerini hiçbir şey tutamaz." Haklı değil mi? Düşünsenize, iki lider aynı odada, aynı masada... İletişim kopuklukları minimuma iniyor, yanlış anlaşılmalar azalıyor.
Dışişleri Bakanlığı'ndan Önemli Adım
Bu arada Türk Dışişleri Bakanlığı da boş durmuyor. Konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "iki ülke arasındaki ilişkilerin çok boyutlu doğasını" vurguladılar. Suriye meselesinin yanı sıra ekonomik iş birliği, güvenlik konuları ve bölgesel istikrar gibi başlıkların da gündemde olacağı belirtiliyor.
Jeffrey'nin ifadelerindeki o samimi ton dikkat çekiciydi doğrusu. Sanki "Artık bu işleri çözelim" der gibiydi. Diplomasi dünyasının soğuk ve resmi dilinin dışına çıkan bir üslup... Belki de gerçekten yeni bir sayfa açılıyor?
Zamanlama Kritik Önem Taşıyor
Şu anki uluslararası konjonktür düşünüldüğünde, bu zirvenin zamanlaması da oldukça manidar. Ortadoğu'daki gelişmeler, ABD'deki seçim süreci, Türkiye'nin bölgesel politikaları... Tüm bu faktörler, görüşmenin önemini katbekat artırıyor.
Jeffrey son olarak şunu eklemeyi de ihmal etmedi: "İki müttefik ülke olarak sorunları konuşarak çözebileceğimize inanıyoruz." Bu cümle aslında her şeyi özetliyor. Müttefiklik vurgusu... Sorunları konuşarak çözme iradesi...
Peki ya sizce? Bu zirve Türkiye-ABD ilişkilerinde gerçekten bir dönüm noktası olabilir mi? Cevabı önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.
