Gelin görün ki, dünya diplomasisi yine tuhaf bir enstantaneye tanıklık ediyor. Öyle bir sahne ki, adeta tarihin tekerrür etmekte olduğunu fısıldıyor kulaklara.
AK Parti'nin sözcülük makamından Ömer Çelik, bugünlerde hiç de yabana atılmayacak bir çıkış yaptı. İsrailli Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in sosyal medyada paylaştığı o talihsiz gönderi, Ankara'da adeta bir fırtına koparmışa benziyor.
Ben-Gvir, Kudüs'teki tarihi Türk Evi'ni ziyaret etmiş ve "Türklerin Kudüs'te işi ne?" minvalinde son derece provokatif ifadeler kullanmış. Bu sözler, Türkiye tarafında hiç mi hiç iyi karşılanmadı. Hatta, tepkiler oldukça sert oldu.
Modern Zamanların Kara Lekesi
Çelik, yaptığı açıklamada hiçbir şekilde kelimeleri esirgemedi. Doğrudan İsrail hükümetini "modern zamanların Nazileri" olarak nitelendirdi. Bu benzetme, uluslararası ilişkilerde oldukça ağır bir itham sayılır. "İsrail hükümeti, modern zamanların Nazileridir" ifadesi, sosyal medyada hızla yayılan bir slogan haline geldi bile.
Olayın bir diğer boyutu ise şu: Ben-Gvir'in ziyaret ettiği Türk Evi, Osmanlı İmparatorluğu'ndan kalma tarihi bir miras. Bakanın burayı basit bir siyasi mesaj için kullanması, Türkiye'de geniş yankı uyandırdı. Çelik, bu durumu "korkunç bir saygısızlık" olarak yorumladı.
Tepkiler Katlanarak Büyüyor
Ömer Çelik'in açıklamaları oldukça net ve sertti. "İsrail hükümeti, soykırım yapmakla meşgul" ifadelerini kullandı. Bu sözler, Gazze'de devam eden insani krize atıfta bulunuyor. Çelik, İsrail'in Filistinlilere yönelik politikalarını şiddetle eleştirdi.
Diplomatik nezaketin neredeyse tamamen rafa kalktığı bu krizde, tarafların dilinin giderek keskinleştiği görülüyor. Türkiye, İsrail'e yönelik eleştirilerinde hiçbir zaman yumuşak bir dil kullanmadı zaten. Fakat bu son açıklama, ilişkileri iyice germişe benziyor.
Peki, bu kriz nasıl sonuçlanacak? Kimse bilmiyor. Fakat bir şey kesin: Ortadoğu'daki gerilim, bir kez daha uluslararası arenada yankı buldu. Türkiye'nin tepkisi, bölgedeki dengeleri değiştirebilecek nitelikte.
Sonuç olarak, bu diplomatik kriz sadece iki ülke arasında kalmayacak gibi görünüyor. Uluslararası toplumun da bu gelişmelere bigâne kalmayacağı aşikâr. Önümüzdeki günlerde, konuyla ilgili daha fazla gelişme yaşanması bekleniyor.
