Dışişleri Bakanı Hakan Fidan için bugün oldukça yoğun ve kritik bir gündü. Sabahın erken saatlerinde başlayan diplomatik trafik, öğle vaktinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde doruk noktasına ulaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakan Fidan'ı makamında kabul ederek, adeta dış politikadaki son perdeyi araladı.
Görüşme, belki de bugünlerde ülkenin gündemini meşgul eden en hayati meseleleri masaya yatırmak için ideal bir fırsattı. İki isim, kıtalar arası dengeleri ve bölgesel istikrarı derinden ilgilendiren konuları en ince ayrıntısına kadar ele alma fırsatı buldular. Kim bilir, belki de odada dolaşan her kelime, önümüzdeki haftalarda şekillenecek uluslararası ilişkilerin temelini atıyordu.
Şu an için resmi bir açıklama yapılmamış olsa da, diplomasi koridorlarında fısıldananlara bakılırsa, görüşmenin odağında birkaç başlık vardı: Ortadoğu'daki son gelişmeler, komşularla ilişkiler ve elbette Türkiye'nin küresel arenadaki etkin rolü. Bakan Fidan'ın getirdiği brifingler, muhtemelen oldukça kapsamlı ve hareketliydi.
Bu buluşma, sıradan bir protokol görüşmesinin çok ötesinde bir anlam taşıyordu. Zira her iki isim de, dış politikada atılacak adımların ülkenin çıkarları doğrultusunda nasıl şekilleneceğine dair kritik kararları değerlendirme fırsatı yakaladı. Görüşmenin ardından Bakan Fidan'ın külliyeden ayrılışını takip edenler, yüzündeki ifadeden bir şeyler çıkarmaya çalıştılar – ama o, her zamanki gibi, profesyonel duruşunu bozmadı.
Ankara'nın politik havası, bu tür üst düzey görüşmelerle her zaman bir hareketlilik kazanır. Bugün de öyle oldu. Dışişleri Bakanlığı’nın önümüzdeki günlerde yapacağı açıklamalar, merakla bekleniyor. Belki de şu an konuşulanlar, yarının manşetlerine yansıyacak ve Türkiye'nin dış politika sahnesindeki yeni hamlelerini gözler önüne serecek.
