Ankara'nın diplomasi sahnesinde bu hafta gerçekten çok konuşulacak bir gelişme yaşandı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hamas'ın siyasi büro üyeleriyle bir araya geldi. Evet, yanlış duymadınız - bu görüşme uluslararası ilişkilerde adeta bir şimşek etkisi yarattı.
Olayın perde arkasına bakacak olursak... Bakan Fidan'ın bu hamlesi, Türkiye'nin bölgedeki aktif diplomasi rolünü bir kez daha gözler önüne serdi. Görüşmenin tam olarak nerede ve ne zaman yapıldığına dair resmi bir açıklama gelmese de, diplomasi çevrelerinde konu hakkında hummalı bir fısıltı gazetesinin döndüğü kesin.
Diplomasinin Gölgedeki Oyuncuları
Kimdi bu Hamas temsilcileri? Siyasi büronun hangi üyeleri katıldı? Bu soruların cevapları henüz netleşmiş değil. Ancak şunu söyleyebilirim ki, bu tür görüşmeler genellikle çok katmanlı bir hazırlık süreci gerektiriyor. İnsan ister istemez merak ediyor - acaba masada neler konuşuldu?
Bölgedeki gerilim hatları düşünüldüğünde, Ankara'nın bu adımı aslında hiç de şaşırtıcı değil. Türkiye, geleneksel olarak Filistin davasına verdiği desteği her platformda dile getiriyor zaten. Fakat bu son görüşme, işin rengini biraz daha değiştirmiş gibi görünüyor.
Uluslararası Tepkiler Ne Durumda?
Batılı başkentlerden henüz resmi bir açıklama gelmedi ama emin olun, birçok dışişleri bakanlığında bu gelişme yakından takip ediliyor. Washington'dan Brüksel'e kadar uzanan geniş bir yelpazede, Türkiye'nin bu hamlesine nasıl tepki verileceği konuşuluyor.
Aslında mesele sadece Hamas'la görüşmek de değil. Daha geniş perspektiften baktığımızda, bu görüşme Türkiye'nin bölgede oynadığı arabuluculuk rolünün bir parçası aslında. Bakan Fidan'ın tecrübesi ve birikimi de düşünülünce, bu adımın arkasında stratejik bir derinlik olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Peki ya sonraki adımlar? Diplomasi, satranç oynamaya benzer - bir hamle yaparsınız, rakibinizin tepkisini bekler ve ona göre yeni stratejiler geliştirirsiniz. Türkiye'nin de önümüzdeki günlerde atacağı adımlar, bölge diplomasisinin seyrini ciddi şekilde etkileyebilir.
Bu arada şunu da eklemeden geçemeyeceğim: Bölgedeki dengeler o kadar hassas ki, her hareket çok dikkatle hesaplanmak zorunda. Bakan Fidan'ın bu görüşmesi de muhtemelen aylar süren hazırlıkların ve değerlendirmelerin sonucu. Yoksa 'gel de şimdi bunu anlat' denecek türden bir durum değil ortada.
Son söz? Türk diplomasisi yine bildiğini okuyor ve bölgedeki aktörlerle iletişim kanallarını açık tutuyor. Kim ne derse desin, bu coğrafyada etkili olmak istiyorsanız, masaya oturmasını bilmelisiniz. Görünen o ki Ankara, bu kuralı çok iyi biliyor.