
Son dönemde barış sürecine dair yapılan tartışmalar, adeta bir "kör dövüşü"ne dönüştü. Uzmanlar, tarafların masadan kalkmadan önce birkaç temel hatayı düzeltmesi gerektiğini vurguluyor. Peki, bu ihmaller neler?
Görünen O Ki, Kimse Dinlemiyor
Şu anki durum, iki tarafın da "ben haklıyım" diye diretmesinden öteye gitmiyor. Oysa barış, karşılıklı fedakarlık ister. (En azından tarih böyle söylüyor.)
İşte en büyük 3 hata:
- Diyalog eksikliği: Taraflar birbirini dinlemek yerine, monolog çekmeye devam ediyor.
- Zamanlama hatası: Kritik adımlar için doğru an kaçırılıyor.
- Güven bunalımı: "Bir adım atarsam, o iki atar" korkusu her şeyi sabote ediyor.
Peki Çözüm Ne?
Öncelikle şunu kabullenmek lazım: "Barış, savaştan daha zordur." Çünkü savaşta tek bir hedef varken, barışta herkesin memnun olacağı bir denge bulmak gerekiyor.
İşte uzmanlardan çarpıcı öneriler:
- Ara bulucular devreye girmeli (tarafsız bir ülke veya kurum)
- Küçük ama sembolik adımlarla güven tazelenmeli
- Medyanın aşırı polarize edici dilinden kaçınılmalı
Sonuç olarak, barış bir lüks değil, zorunluluk. Ama görünen o ki, "barış yorgunluğu" her iki tarafı da etkisi altına almış durumda. Acilen yeni bir strateji şart!