ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyaz Saray'da gerçekleşen tarihi Trump-Şara zirvesine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Barrack, 10 Kasım'da yapılan bu önemli buluşmanın Orta Doğu'nun yakın tarihinde bir dönüm noktası olduğunu vurguladı.
Tarihi Zirveden Önemli Mesajlar
Barrack, X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, Başkan Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara arasında gerçekleşen görüşmenin samimi ve verimli geçtiğini belirtti. İki liderin ortak inancını yeniden teyit ettiğini ifade eden Barrack, "Artık uzaklaşmanın yerini karşılıklı etkileşimin almasının ve Suriye'ye ve halkına gerçek bir yeniden doğuş şansı vermenin zamanı geldi" mesajının verildiğini aktardı.
Suriye liderinin DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyona katılma konusundaki kararlılığının dikkat çektiğini kaydeden Barrack, bu durumu "Suriye'nin terörizm kaynağından terörizmle mücadele ortağına dönüşümü" olarak nitelendirdi.
Sezar Yasası ve Ekonomik Önlemler
ABD'li diplomat, Suriye halkının sadece hayatta kalmasını değil, aynı zamanda gelişmesini sağlamak için güçlü bir hamleye ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Bu kapsamda önemli bir adım atarak, Suriye'ye yönelik yaptırımları içeren Sezar Yasası'nın tamamen kaldırılması konusunda ABD Kongresi'ne resmi çağrı yaptı.
Barrack'ın bu çağrısı, Suriye'ye yönelik uluslararası yaptırımların hafifletilmesi yönünde atılmış somut bir adım olarak değerlendiriliyor.
Türkiye'nin Diplomatik Başarısı
Büyükelçi Barrack, zirve sonrasında düzenlenen üçlü toplantılarda Türkiye'nin oynadığı rolü övgüyle karşıladı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın katılımıyla gerçekleşen ABD-Türkiye-Suriye üçlü toplantısında çerçevenin bir sonraki aşamasının belirlendiğini açıkladı.
Barrack, Türkiye'nin "bir zamanlar duvarların olduğu yerde köprüler kuran sessiz ve kararlı diplomasisinin" takdiri hak ettiğini belirtti. Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye'nin oluşturduğu genişletilmiş ittifakı "sihirli bir iksir" olarak nitelendiren Barrack, bu işbirliğinin Suriye ulus devletinin tüm bölge ve tüm aşiret, din ve kültür grupları açısından yeniden canlanmasını desteklediğini ifade etti.
Yeni oluşturulan çerçevenin, SDG'nin Suriye'nin yapılarına entegrasyonunu, Türkiye-Suriye-İsrail ilişkilerinin yeniden tanımlanmasını ve Lübnan'ın sınır sorunlarının ele alınmasını içerdiği bildirildi. Bu kapsamlı planın, bölgede kalıcı barışın temellerini atması bekleniyor.